Toryum Paneli Caddebostan
Kültür Merkezi’nde 2 Aralık 2018 tarihinde başarı ile gerçekleştirildi.
Değerli Mustafa Özcan
kardeşimiz toplantının amacını anlatan öz konuşmasında, Türkiye’de geldiğimiz
noktayı açık ve anlaşılır biçimde sundu. Bunu takiben pek değerli Canip Sevinç
Bey Toryumun Türkiye’de bulunuşundan itibaren bütün safhaları en öz, önemli kısımları
ile birlikte ele alarak irdeledi. Batıda organize edilen en son Toryum
toplantılarının durumunu bize anlattı. TAEK’in geçmişteki büyük hatalarından da
bahsetti. TÜBİTAK’ın şimdiki projelerimizi candan, inanmış olarak nasıl
desteklediğini anlattı. Hüseyin Kaplan tarafından 1970’teki Türkiye’nin Toryum
rezervleri 500.000 ton olarak tahmin edilmişti. 2015’ten sonra 7 ayrı bölgede,
3 kat daha derine gidilerek ve 3 kat daha sık aralıklarla taranarak şimdiki
tahminimiz 900.000 ton olduğunu bizlere anlattı. Örneklerden Barit ve Florit’in
endüstride sırasıyla nükleer çimento ve diş macunun elde edilmesini,
8.11.2018’de Toryum mevcut envanterimizin 880.000 ton olarak tesbit edildiğini
bildirdi. Nobelci İtalyan fizikçisi Carlo Rubia’nın protonları 1 GeV’ta hızlandırıp
kurşun üzerine gönderdiğini, bu tepkimeden (reaksiyondan) nötronların
çıktığını, bunların da Toryum üzerine gönderilmesi ile çıkan enerjiden elektrik
elde edildiğini anlattı. Bu arada TAEK’in ÇNAEM’de araştırılmak üzere Toryumu
dışardan aldığının da altını çizdi. Ergimiş Toryum Reaktörünün radyo-aktif
atıkları da yaktığını konuşmasına ilave etti. Carlo Rubia’nın hesaplarını
Prof.Dr. Saleh Sultansoy’a verdiğini konuşmasına ekledi. Prof.Dr. Engin Arık’ın
27 Temmuz 2002’deki Hürriyet gazetesine verdiği önemli röportajı anlattı. Bu
arada TAEK’in kendi elemanlarının bir ilmi toplantıya katılmalarını da yasak
ettiğini söylemekten kendini alamadı.
Bunu takip eden konuşmacı
Doç.Dr. Çetin Ertek’ti. Ben Ergimiş Tuzlu Toryum Reaktörlerinin(ETR) avantajlarından bahsettim. Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin
(ÇNAEM) potansiyelini anlattım. ÇNAEM’de çalışan toplam personel 1997’de 230
civarındaydı, şimdilerde 180’e düştü, bunun sebepleri üzerinde durdum. 1997’de
Aralık ayında çalışanların 32’si bilim doktoru, 104’ü uzman, 94’ü teknisyen ve
destek elemanı idi. Üretim faaliyetleri olarak, sanayide kalite kontrol
hizmetlerinde İridyum-192 kaynak üretimi, tıpta teşhis amacı ile kullanılan
Tc-99m ve radyofarmasotiklerin üretimi, radyoizotop üretimi ve radyasyon ölçü
cihazlarının yapımı, çevre (biyolojik), cevher (jeolojik) ve metal
örneklerinde, nitel ve nicel element analizleri, eser element tayinleri (NAA,
ICP), merkez içi merkez dışı sürekli analiz hizmetleri, gıda ürünlerinde
radyoaktif analizler, petrol, deterjan gibi kirleticilerin kimyasal analizleri,
insan vücudundaki radyoaktivite ölçümleri, canlı ve cansız çevresel örneklerde
radyoaktivite düzeyini saptayan radyo-ekolojik araştırmalar, Türkiye maden ve
kaplıca sularının doğal radyoaktivite düzeyinin tayini, nükleer analiz
yöntemlerini uygulayarak toprak örneklerinde uranyum ve toryum araştırmaları,
nükleer güç santrallerinde kullanılan yakıtların yapım teknolojisini kazanmak,
nükleer yakıt pilot tesisini geliştirmek, güç reaktörleri üzerinde teknolojik
ve ekonomik etüdler yapmak, radyasyonla çalışanlara radyasyon denetimleri,
lisanslama işlemleri, kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan cihazların
kalibrasyon işlemleri, hava-su-toprak doğal radyoaktivite ölçümleri, hastanelerden
ve endüstriden gelen radyoaktif atıkların işlenmesi ve depolanması, kromozom
aberasyon analizleri yöntemleri ile biyolojik doz tayini, radyasyondan korunma
ve dozimetri eğitimi, endüstride tahribatsız test konularında çalışan
elemanlara verilen eğitim, üniversite öğrencilerine staj imkanının tanınması
(ÇNAEM potansiyelli öğrencilere çalışma imkanını neden sağlamıyor, taze kana
ihtiyacı yok mu? Yoksa bu hususta hiçbir vizyonu mu yok?) nükleer alanda
kamunun bilgilendirilmesi, nükleer yakıt pilot tesisi, radyobiyoloji bölümü,
endüstriyel uygulama bölümü, nükleer mühendislik bölümü, yakıt pilot tesisi,
nükleer elektronik bölümü. Yaklaşık 25 yıldan beri reaktör nötron üretmiyor, 14
kişi olan işletme bölümü 4 kişiye inmiş durumda, fizik bölümü, nükleer
mühendislik bölümü, biyoloji bölümü kapatılmış durumda. (Deneysel reaktör
fiziği bölümü kurulmamıştır.) TR-II reaktörü 1980’lerde 1 MW’tan 5 MW’a başarı
ile çıkarılmıştır. 5 MW ve hatta 10 MW hesapları çok değerli arkadaşım Dr.
Mehmet Turgut tarafından yapılmıştır. Dr. Mehmet Turgut’un son çalışması
Çekmece’yi anlatan çok kıymetli bir dokümandır.
Sabiha Gökçen hava limanı
civarında değerli üniversitelerimizin, Sanayi Bakanlığı’nın vs katılacağı “SAHA
projesi” jet sanayinin ince noktalarını çözmek üzere kurulacağı haberlerini
alıyoruz. Seviniyoruz. Uçak kanatlarındaki yorgunluk ve aşınma sadece ve sadece
nötron difraktometrisi ile ölçülebildiğine göre (malzeme içinde H ve F merkezlerinin
oluşumu, fonon eksitasyonları vs) bu kuruluş, bu ölçüleri Çekmece’deki
reaktörden elde edebilir. Bunun için iki şart vardır: 1) Nötronların reaktörde
üretilmesi, 2) Çekmece’deki M.A.N. difraktometrisinin çalışır hale getirilmesi.
Ölçüler Çekmece’de alınır, sonuçlar “SAHA” kuruluşunda irdelenir.
Türkiye’de elektrikle
çalışan yerli otomobilleri A’dan Z’ye gerçekleştiren Y.Müh. Önder Yolaç bizi
Piri Reis Üniversitesi takriben 1 yıl önceki İleri Teknolojiler Çalıştayı’nda
bu konuda çok başarılı olarak aydınlatmıştı. Akülerdeki 1-2 ay sonra çıkan
problemleri de anlatmıştı. Arabada akü bitince “iki ayağımızla tepinmek”
arabayı harekete geçirmez! İnce bir boru ile arabada ürettiğiniz hidrojeni
(protonu) Bor-11 atomu ile akü içinde buluşturursanız aküdeki doping tesiri ile
ömür uzatılabilir.
P + β ----à 3 alfa parçacığı (Toplam çıkan enerji 18 MeV)
Bu olmuyorsa başka buna
benzer bir nükleer tepkiden (reaksiyondan) faydalanabilirsiniz. Nükleer
bilgi birikimimiz yoksa bunu hiçbir zaman başaramazsınız. Üniversitelerimizdeki değerli
gençlerimizin nükleer fizik bilgileri maalesef çok zayıftır. Çünkü bu konular
müfredatta yoktur, laboratuvarlarda hiç yoktur. Bu konuda Prof.Dr. Saleh
Sultansoy’un yazdığı değerli makaleler önem verilerek okunmalıdır. Bu konular
ile ilgilenmiyorsanız kanatlarınızdan birisi kopuktur.
CKM’deki panelimizde
Çekmece’den çok değerli arkadaşımız Dr. Ahmet Yaylı yakıt bölümünde personelde
25 kişiden nasıl 10 kişiye, sonra da nasıl 3 kişiye kaldıklarını anlattı.
Önceki planlarda Çekmece’de 2000 yılında 2000 kişinin çalışacağı öngörülmüş,
halbuki hakikat önümüzde dedi. Amerika’nın içinde 3000-5000 kişinin çalıştığı
onlarca milli laboratuvarlarının bulunduğunu bizlere hatırlattı. “Çekmece’de
Uranyum Seryum ve Toryum Seryum ileri yakıt çevrimleri ile çalıştık” dedi.
Zirkonyum Tetra Klorür çalışmalarını anlattı. Çinlilerin uçak gemisini Ergimiş
Tuz Toryum reaktörü ile yapacaklarını bildirdi. İnert matrix araştırmalarında
Çekmece dünyanın en iyilerinden diye ilave etti. Almanya ve Brezilya’nın
müşterek Toryum çalışmalarından bahsetti. “Uranyum teknolojilerine girmeden
Toryum teknolojisine girmek imkansızdır.” Dedi.
Dr. Reşat Uzmen, bilimin
kolay olduğunu, mühendisliğin son derecede zor olduğunu anlatmakla başladı. Son
uluslararası toryum konferansına 15 gün önce Brüksel’de katıldığını,
karbondioksit sera etkilerini, Suriye’den göçün aslında kuraklıktan ileri
geldiğini, Torcone firması ile Endonezya’nın müşterek Toryum projesinin bir
adada gerçekleştirileceğini, tuz yakıtı içine alan paslanmaz çeliğin Hastelloy
adlı nikeli bol özel çelik olduğunu, krom oranının düşük olduğunu anlattı.
Reşat Bey daha birçok yeni Toryum projelerini tanıttı.
Toplantı başarı ile sona
erdi.
Doç.Dr.Çetin
ERTEK
22.12.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder