Herkese Bilim Teknoloji
dergisinde (sayı 126-24Ağustos 2018) yazar Bayram Ali Eşiyok, “yeni sanayileşme
arayışları klasik sanayileşmeden oldukça farklı. Temelinde yüksek teknoloji yoğunluklu
sektörlere dayalı bir sanayi var, sanayi 4.0” diyor. İş arayan yeni kuşağa da
yazar Ali Akurgal’ın çok önemli tavsiyeleri var. Süper bir aileden, çok değerli
Ali Akurgal yakın arkadaşımdır. Gençlerin yazdıklarına çok dikkat ederek,
tavsiyelerini birebir tatbik etmelerini yaşamsal önemde bulurum.
Yeni kuşağı çalıştıracak,
onlarca iş yaptıracak yöneticiler, yeni kuşağı “yönetmesi zor, ayrıcalık
isteyen, bencil, işine odaklanamayan, kafasının dikine giden, tembel olarak
niteliyorlar. Bir amaca hizmet eden işte çalışmak istediklerini söylüyorlar, bu
sağlandığında bile mutlu olamıyorlar. Bu duruma etken olarak dört etken ileri
sürülüyor. Aileleri, teknoloji, sabırsız karakterleri ve ortam. Yetişirken
bunlara çok notlar verilmiş, ama hak ettikleri için değil. Hayata
atıldıklarında, yetiştirirlirken kendilerine söylenen ve yapılanların “hikaye”
den ibaret olduğunu görünce ilk şoku yaşıyorlar” diyor Akurgal. Akurgal ileri
teknolojik bir şirketin sahibi. “Ben endüstri 5.0 mantığına göre katı model
tasarlayacak makine mühendisleri arıyorum” diyor. Gençlere çalıştıkları
yerlerde hiç yardımcı olunmuyor, ben de aynı fikirdeyim. Akurgal, cep
telefonunu işe geldiğinde sekretere verecek, işine ve iş arkadaşları ile
diyaloğa koyulacak, böylece fikirlerin bir diğerini tetiklemesi ile başarılı
tasarımlar ortaya çıkartacak makine mühendisleri varsa bana başvurabilirler
diyor Akurgal. Ayrıca ilave ediyor, az sayıda insanla çok başarılı işler yapma
hedefi nedeniyle yerler kısıtlıdır, acele edin diyor. Gençlere tavsiye ediyorum
“Bu treni sakın kaçırmayın arkadaşlar” Bu öğrenme ve yaratma çağında ne kadar
ciddi ve çok çalışırsanız geleceğiniz o kadar parlak olur. Ben doktoramı
yaparken 4 sene fizik 3 sene de radyo-kimya ile boğuştum. Dünyaya mektuplar
yazdım. 258 mektup yerine 3-5 mektup da yazabilirdim. O zamanlar ilim adamları
daha cömerttiler. Çalışmamla ilgili mektubuma hemen cevap gelirdi, posta ile
tabii. Büyük bir zarf, yazdığım ilim adamı sorduğum sorulara cevap veren ilmi
eserlerin fotokopilerini, ayrı ayrı üzerinde durarak göndermiş. Geçenlerde bir
arkadaşım kanla ilgili bir sorusunu 3 ayrı uzmana cepten internetle sordu, 2
hafta bekledi tık yok. Türkiye’de doktora tezleri ucuzladı mı (!) bilmiyorum.
Bizim nükleer olsun, makine mühendisliği olsun, bu meslekler konsantrasyon
isteyen, dikkatsizliği affetmeyen dallardır. Ciddiyetle, severek ve merak
ederek yapılır. İnsanlığa yeni bir şey kazandırabilir miyim? Endişesi her an
hatırdan çıkarılmaz.
Doktora tezi, dünyada
şimdiye kadar yapılmamış olması şartına sahiptir. Gençler, doktora tezi ilmi
hayatınızın belkemiğidir. Özenle, merakla, yeniliklerle dolu olmasını dilerim.
6 ayda bitirilmiş doktora tezleri biliyorum. Kendinize yazık etmiş olursunuz.
Ben doktoramı 7 senede bitirdim. Doktoramdan 2-3 sene önce İsveç’e gittim ve bu
konuda dünyada yapılmamış olduğunu tespit ettim. Sonunda ben kazandım. 1970’de
Amerika’ya davet edildim. Amerikalılar siz buraya nasıl geldiniz diye bana
soruyorlardı. Küçük bir laboratuvarda Amerika’nın yanlışını bulursanız, davet
edilirsiniz. Amerika Vietnam harbini kaybetmişti. Nixon Amerikan halkına TV’de
“barışı siz istediniz, 243.000 fizikte, kimyada, biyolojide, nükleerde ilim
adamlarını işten attım” diyordu. Koskoca matematikçiler Kaliforniya’ya göç
etmişti. Gazetelerde röportajlar veriyorlardı. “Ben matematik profesörüyüm,
şimdi Kaliforniya’ya göç ettim, otobüs şoförlüğü yapıyorum, halimden memnunum”
diyorlardı. Amerikalılar sen buraya nasıl geldin diye sormakta haklıydılar.
Talebelerim “biz %80 harp için öğrenmek, çalışmak istemiyoruz” diye kazan
kaldırdılar. Ah Amerika, vah Amerika.
Doç.Dr.Çetin
ERTEK
26.01.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder