Viyana, Seibersdorf
Laboratuarları’nda, FAO’nun isteği ile
diğer işlerin yanında, topraktaki su miktarını ve toprağın yoğunluğunu aynı
anda bulmak imkanını kazandık. 1 Mikro-Küri’lik bir Cs-137 kaynağı ve gama
ışınlarını ölçmek için, gama sintilasyon dedektörü bu iş için yeterlidir.
Sezyum kaynağı küçük bir kurşun kabın içine konur. Kabın tabanına bir de delik
delinir. Gama ışınları bir A noktasında toprağa dik olarak çarparlar. Toprakta
etkileşirler ve birçok çarpışma yaparlar. Takriben 30 cm uzaklıktaki
sintilasyon detektörü (parıldamalı detektör) toprağa dik olarak yerleştirilir.
Buraya da B noktası diyelim. Sezyum kaynağından çıkan direk gama ışınlarının dedektör
tarafından sayılmaması için dedektörün etrafına kurşundan bir zırh konulur.
Kaynak sabit tutulur, dedektör 5 ile 30 cm arasında adım adım hareket
ettirilir, sonuçlar kaydedilir. Metod hem toprağın yoğunluğunu, hem de içindeki
su miktarını kısa bir sürede bulur. Literatürde toprağın nemini ölçmek için
nötron dedektörleri de mevcuttur. Daha önce bahsettiğimiz gama dedektöründe,
mekanik bir değişiklik yaparak toprağın 0 ile 40 cm derinliğindeki nemini ve
yoğunluğunu bulmak mümkündür. Daha ileri gidilerek basit bir robotik ile bir
tarlanın yoğunluk ve nemlilik derecesi taranabilir. Bu çalışmada 0.5 ile 1.5
gr/cm3 toprak yoğunluk bölgesi kullanıldı. 2.6, 7.0, 10.6 ve 16.1 ağırlık
su ihtiva eden toprak standartlar kullanıldı. (Ertek C., Haselberger N., İAEA,
Seibersdorf Laboratories, Austria, Nucl.
Instruments and Methods Phys.Res., Sect A, Nov 1984 v.227 p.182-185)
Diğer taraftan,
Viyana’ya gitmeden önce, yıllarca İstanbul Teknik Üniversitesi, Ayazağa
kampüsünde, Nükleer Enerji Enstitüsü’nde, talebelere nükleer mühendislikle
ilgili deneyleri bizzat yaparak öğrettim. Prof. Nejat Aybers, enstitüye beni
çağırarak. ANL Laboratuarları’ndan gelen Amerikalı Dr. Philip Kier’in Nükleer
Mühendislik anlatımını talebelere tercüme etmemi emrettiler. Bu işi severek
yaptım. Londra Üniversitesi öğrendiklerimden farklı değildi. Tercüme ederken
bana birgün, “sen bu dersi talebelere anlatabilirsin, bana ihtiyaç yok” dedi. O
ayda 4800 TL kazanıyordu, ben bu miktarın 10’da birini alıyordum. Nejat Bey’in
hesabı başka idi. O, Teknik Üniversite Nükleer Enerji Enstitüsü’nün, MIT gibi
Amerika’daki öğrenim müesseselerinden farklı olmadığına dair akreditasyon
peşinde idi ve bunu başardı. Dr.Şarman
Gençay, Dr.Altan Tapucu, Prof.Dr.Abdi Dalfes gibi değerler burada ders
verdiler. Laboratuar aletlerinin kaliteleri de yüksekti.
Prof. Nejat
Aybers, CANDU, Kanada tipi bir güç reaktörünün Türkiye’de kurulması için çok
gayret etti. Nur içinde yatsın. Bakanlarla, Başbakanla diyalog halindeydi.
TV’de kendisini dikkatle dinlerdik. Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim
Merkezi, Ankara Nükleer Araştırma Merkezi, Teknik Üniversite Nükleer Enerji
Enstitüsü zaman içinde toplam 850 kadar nükleerci yetiştirdiler. Bunlar, güç reaktörü
projesinde gecikildiğinden bir arada tutulamadılar ve herbiri birinci, ikinci
uzmanlık alanlarına dağıldılar. Birçokları dış ülkelerde kaldı, sonuçta 380.000
ton Toryuma Türkiye baka kaldı.
CANDU tipi reaktör
bize en uygun olanı idi. Bu hususta Dr.Necmi Dayday’ın da büyük emekleri
olmuştur. Birçok TV programında Dayday durumu halkımıza anlatmıştır. Çekmece’de
güç reaktörleri projelerini Dr. Ulvi Adalıoğlu, Dr.Mehmet Turgut ve Tanzer
Türker’le defalarca yazmıştır. Son kurduğu Nükleer Mühendislik Öğretim şirketi
Ankara’dan gerekli desteği maalesef görmemiştir.
Değerli
okuyucular, benim de faydalandığım, Hamit Palabıyık, Hikmet Yavaş ve Murat
Aydın’ın yazdıkları “Nükleer Enerji ve Sosyal Kabul” adlı kitap, USAK
yayınlarından çıkmıştır ve çok faydalı bir kitaptır. Devlet Planlama Teşkilatı
kararlarını, Türkiye’nin başarılı olamamış 4 nükleer santral ihalelerini,
halkın nükleere karşı tutumunu çok güzel anlatmaktadır. Bu hususta radyasyonun
vücuda zararlarını anlatan Türkiye ve Almanya’da uzun müddet radyasyon
fizikçisi olarak çalışmış, Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nden kadim
arkadaşım Dr.Yüksel Atakan makalelerinin ve değerli kitabının okunması çok
gereklidir. Kendisi elektro-manyetik dalgaların insan vücuduna etkilerine kadar
uzmanlık alanını genişletmiştir. Çekmece’de uzun yıllar birlikte çalıştık.
10.06.2017
Doç.Dr.Çetin
ERTEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder