..

..
..

3 Aralık 2019 Salı

TORYUM REAKTÖRLERİNDE ÇİN NEDEN HOLLANDA’YA YAKLAŞMAK MECBURİYETİNDE



Bunu anlayabilmek için önce reaktörlerde nötronların nereden geldiğine odaklanalım. Nötronlar U-235 ve U-233’le olan fisyon olayından meydana gelir. Bir nötron çekirdek içine girer, fisyon olur, 2 veya 3 nötron bu olaydan ortaya çıkar. Fisyon olayında kütle kaybı olur. Kaybolan kütle Einstein formülüne göre E-mc2’lik çok büyük enerji çıkartır. Artık elektriğin hammaddesi elde edilmiştir. Şimdi reaktörlerde uranyum çubuklarının civarındaki bu nötronların sayısına odaklanalım. Saniyede 1 cm2’den her iki yönde geçen nötronların sayısına nötron akısı denir. 1013, 1014 n/cm2 saniye nötronu düşünebiliyor musunuz?
Güç reaktörlerinde bu değer daha da büyük olabilir. Hollanda Petten Araştırma Merkezi’nde özel olarak bundan 30-35 yıl önce inşaa edilen Yüksek Akı Reaktörü (High Flux Reactor HFR) hala çok özel deneyler için tam faaliyettedir ve nötron akısı 1021 nötron/cm2 saniyedir. (Yavaş nötronların hızları 2.2 km/saniye, hızlıların 10.000 km/saniyedir.) İşte Çin’de HFR olmadığı için, Çinliler Petten Laboratuarı ile anlaşıp, birkaç sene sürecek bir program dahilinde araştırma malzemelerine, ergimiş tuza, uranyum toryum karışımlarına nötronların uzun vadede ne etki yapacaklarını anlayabilmek için Petten ile anlaşmak mecburiyetinde kaldılar. Araştırmak istedikleri sistemler nötronlara maruz kaldıklarında ne gibi etkiler yapıyorlar, bunları tespit edebilmek için. (Korozyon, malzeme içindeki kırılganlıklar, malzeme hasarları, deformasyonlar, atomların yer değiştirmeleri ve bunun etkileri vs.) Acaba bu nötron alanlarında 1018, 1019 vs.de hangi değerde nötronlar nötronlarla çarpışır diye sorulduğunda 1020 veya 1021 değeri üzerinde durulur. Aynı şekilde muhteşem Çanakkale savaşımızda havada uçuşan mermileri düşünelim. Müzelerde görüyoruz, bir kurşun bir kurşuna çarpmış, gözümüzün önünde duruyor. Ne korkunç bir hakiki mermi yağmuru. İşin şiddetini ve ölüm tehlikesini gösteren en önemli kanıtlar. Bize Kurtuluş Savaşı yolunu açan şehitlerimiz nur içinde yatsın.
Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Müdürü’nün bana bir sene önce bildirdiğine göre bizde de bir HFR reaktörü yapılması düşünülüyormuş. 1964’lerde Ayazağa’da İstanbul Teknik Üniversitesi bir TRIGA-MARK II atom reaktörü aldı. Alınışında Prof. Nejat Aybers’le birlikte Avusturya’lı kıymetli arkadaşım Avusturya Atom Enstitüsü’nden Doç.Dr. H.Böck’ün bu 240 kWatt’lık reaktör seçiminde büyük faydaları oldu. Aynı reaktörden Avusturya da bir reaktör almıştı. Onların reaktöründe küçük bir değişiklikle kısa bir zaman aralığında çok yüksek nötron akılarına varmak mümkündü. Onlar bu opsiyonu haftada bir iki sıklıkla kullanarak yüzlerce malzeme araştırmaları yaptılar. Bizde bu sistem yerine oturmadı. Faydalanamadık. Ayazağa TRIGA reaktörü için çok büyük çabaları için Doç.Dr. Helmuth Böck’e  minnet ve teşekkürlerimizi bir kere daha tekrarlarız. Aynı tipte, aynı güçte bu reaktörlerde (Avusturya, Türkiye) yapılan ilmi makale çalışmalarını, master tezlerini, doktora tezlerini mukayese etmek okuyucuya çok şey kazandırır.
Doç.Dr.Çetin ERTEK
30.11.2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder