Dünyada gitgide artan nüfus, daha konforlu ve savurgan yaşam, daha çok enerji kullanımını ve bu
da, daha çok elektrik santralını gerektiriyor.
Özet
Bugün dünyanın nüfusu 7,6 milyar, 2040 yılında 9 milyar kişi olacağı
kestiriliyor. En çok enerjiyi artan nüfusun gereksinimlerini karşılayan
endüstri karşılarken hem fabrikalarda birincil enerji olan kömür, petrol, doğal
gaz (özellikle ısıtmada) hem de ikincil enerji olan elektrik enerjisini endüstri
kullanmak zorunda. Otomobillerimiz petrol ile çalışıyor. Elektrikli otomobile
geçilirken bunların aküleri de yine bir yerde üretilecek elektrikle
doldurulacak. Tüm bunlar için daha fazla elektrik ve daha fazla elektrik
santralı gerektiğini biliyoruz. Güneş ve rüzgar enerjileriyle elektrik
üretiminde son yıllarda sevindirici büyük atılım yapıldı ve bunun gitgide
artımı da sürüyor. Ancak çeşitli saygın kurumların ve üniversite araştırma
merkezlerinin yaptıkları araştırmalar 2050 yılına doğru tüm gayretlere rağmen
yenilenebilir enerjilerin (YE) tüm elektrik enerjisi üretimindeki payının %30
ile %50 arasında kalacağını gösteriyor /1,2/. Buradan, geri kalanının yine
fosil yakıtlar ve nükleer enerjiden karşılanacağı ortaya çıkıyor. Öte yandan Almanya’da YE’lerin elektrik üretimindeki payı epey
artmışken, (%33), endüstri, yenilenebilir enerjileri her an gerektiği kadar bulamadığından,
kendi kullandığı diğer enerjilerin arasında YE’leri ancak % 3,2 oranında kullanabiliyor
(Bkz. Şekil 4 Kaynak: Statistisches Bundesamt). Aşağıdaki grafikler ve daha önceki
yazılarımızdaki ayrıntılı açıklamalar bugünkü ve yarınki durumu ortaya koyuyor.
İleride yenilenebilir enerjilerle insanlığı başka sorunların beklediğini de
bilimsel araştırma kurumları açıklıyorlar /7-14/. Örneğin 1000 MWe’lik bir
güneş santralı için yaklaşık olarak 3kmx3km= 9 km2 lik bir kent merkezi kadar bir alan gerekiyor.
Bunlardan 50 adet yapılacak olursa, ülkenin bir çok yeri güneş panelleriyle
dolan tarlalardan oluşacak ve panellerin 20-25 yıl sonra eskiyip, sökülmeleri
gerekecek. Bunlar için uygun çöplükler aranacak ve panellerdeki zararlı
kimyasalların özel tekniklerle zararsız duruma getirilmesi sorunu nasıl
çözülecek? bilinmiyor. Kaldı ki bugün özellikle Çin’de yapılan ucuz fiyatlı
panellerin içindeki zararlı maddelerin sistem çalışırken dahi panellerdeki
çatlak ve bozulmalarla havaya karışıp çevreyi kirletmeleri de göz önüne
alınmalı diyor araştırmacılar. Bunlar daha önceki yazımızda ayrıntılarıyla
bulunuyor (3). Rüzgar santrallarına ise örneğin Almanya’da halk gürültü ve
görünümü bozduğu için karşı çıkıyor, bunları kimse yanı başında istemiyor.
Tüm bu
yazdıklarımızdan Yenilenebilir Enerjiler (YE) zararlıdır, sorunludur, kullanılmasın
anlamı çıkarılmamalı. Bu sorunlar görülerek, neyin ne olduğu iyice bilinerek, kalite
kontrolu yapılarak ve şimdiden önlemler alınarak kullanılmalıdır kuşkusuz. Her şeyin
bir bedeli olduğu unutulmamalı ve YE’lerle dünya 2050 ‘li yıllarda 10 milyar insanı sorunsuz besler
ve konforlu, savurgan yaşatır hayaline
kapılmamalıyız.
Aşağıda, enerji üretimiyle ilgili, daha önceki yazılarımızda da bulunan çizelgeler,konunun
önemi nedeniyle buraya aktarılarak, bugünkü gerçek durum ile gelecekteki bilimsel
kestirimler sergileniyor.
Şekil 1: Dünya Elektrik üretiminde kaynakların dağılım
oranları ve toplam (2017)
Enerji
kaynaklarına göre dünya enerji kullanımı/eia/:
Şekil 2: Elektrik enerjisi üretiminin kaynaklarında 2012-2040 arası beklenen
gelişme (Tera kWh) (Coal: Kömür, Renewables: Yenilenebilir enerjiler, YE).
Nükleer reaktörlerde artış
2018'de dünyada 449 nükleer reaktör işletilirken ve 55 adeti de yapım
halindeyken, bu toplam sayıya 9 reaktör de 2018 'de katılmıştır (+10 GWe).
15
ülkede yapımı süren 55 nükleer reaktörün ülkelere göre dağılımında Çin,
Hindistan ve Rusya en başlarda. Hindistan‘da bugün (Ocak 2018) uranyumla
çalışan 22 ve yapımı süren 6 nükleer santral var. Çoğu toryumlu reaktörlerden
oluşacak 19 santral planlanıyor ve 46 santral de öneriliyor /4/.
Ancak son yıllarda Hindistan, hızlı
nötronlu-üretken Ergimiş Tuz Reaktörlerinin (ETR) çok daha verimli bir şekilde
toryumu kullanacağını anladığından çok kapsamlı bir toryum-ETR programını
yürürlüğe sokmuştur. Türkiye de AB araştırma projeleri çerçevesinde toryum
ergimiş tuz reaktörlerinin geliştirilmesinde etkin katkıda bulunuyor /5/.
Kömürlü santrallarda artış
Azaltılacağı söylenen kömürlü elektrik santrallarının da hızla artmakta
olduğunu pek kimse bilmiyor ya da bunlar açıklanmıyor:
Şekil 3: 1600
yeni kömürlü elektrik santralinin ilgili ülkelerdeki sayıları (mavi) ve bugün
çalışan kömürlü santral sayıları (kırmızı) gösteriliyor. Dünyada büyük kömürlü
santralların toplamı 5614 adet olacak (bugün 4000 adet kadar var). Küçük
santrallarla birlikte dünyada 5000 adet kömürlü santralin çalıştığı kestiriliyor.
Türkiye’de 93 adet kömürlü santral planlanıyor
/3/.
Elektrik üretim ve tüketiminde yenilenebilir enerjilerin payı
Dünyada üretilen toplam elektrik enerjisinin
yaklaşık olarak %75’ini endüstri kullanıyor. Arta kalanı ise evlerde, iş
yerlerinde ve aydınlanmada kullanılıyor. Endüstride yenilenebilir enerjilerin
payı ise çok düşük. Nedeni sürekli ve endüstri için gerekli miktarda yüksek
olmaması, ara ara kömürlü santralların devreye girmesi zorunluluğu. Kömürlü santralların
ara ara devreye girmesini, santralların standby’da bekletilmesini işleten
şirketlerin pek kabul etmemeleri ve bunların da standby’da boş yere enerji sarf
etmeleri.
Şekil 4: Yenilenebilir enerjiler endüstride önemli
değil .
Sonuç
Yenilenebilir enerjilerdeki süregelen sevindirici artıma rağmen, artan
nüfus ve konforlu savurgan yaşam sonucu, bunlar 2040 yılı ve ötesinde de toplam elektrik üretiminin ancak % 30 - %40‘ da kalırken, gerek fosil
yakıtlılar gerekse nükleer santralların, ileride de elektriğin % 60 - 70 ini
karşılayacağını bilimsel araştırma kurumları açıklıyorlar. Ülkelerin,
partilerin plan, programlarıyla nüfus planlamaları yapmaları ve savurgan yaşama
son verecek önlemleri bir an önce almaları beklenir. Bunlar gerçekleşemezse ve
yenilenebilir enerjilerin de (başka sorunları olmalarına rağmen) 2040 yılında bile
tüm enerjinin ancak en çok %40 kadarını karşılayabileceği hesaplanıyorsa, o
zaman tüm elektrik santrallarının sayıca artımını kabul etmek durumunda
olacağız ve yenilenebilir enerjili santrallar zaten yapılabilecekleri kadar
yapılmakta olduklarından, diğerlerini tartışmanın da artık bir anlamı kalmayacak.
Bu nedenle, elektrik santrallarıyla ilgili karşıtlar mı, yoksa yanlılar mı
haklı? tartışması yerine, Dünya'yı biz nereye götürüyoruz? sorusunun yanıtını
nesnel olarak kendimizde aramalı ve ona göre plan, program yapmalıyız ama bir
türlü iğneyi kendimize batıramıyoruz!
Not: Bu konuların ayrıntılarını gözden geçirmek isteyenlerin
ya da dünyadaki gerçek durumu, bilim ve teknolojideki son gelişmelerin
sonuçlarıyla birlikte öğrenmek isteyenlerin aşağıdaki ilgili yazılarımızı, ön
yargısız, okumaları yararlı olabilir.
Yüksel Atakan, Dr.Y.Müh. Almanya
İlgili
yazılarımız:
1.Dünya neden kömür ve nükleer enerjileri bırakamıyor?
2. İnternetin 300 nükleer santral kadar enerji
harcadığını biliyor muyuz?
3. Temiz Güneş Enerjisinin
pek bilinmeyen kirli yanı
Kaynaklar
/1/ EIA International Energy Outlook 2017 ve http://www.world-nuclear.org/information-library/current-and-future-generation/nuclear-power-in-the-world-today.aspx
/2/ https://www.iea.org/weo2017/ (Tüm
birincil enerjiler için, sadece elektrik üretimi değil)
/8/ IEA Photovoltaik Power Systems programme / Report IEA PVPS T1-33:2018
/9/
Schadstofreisetzung aus Photovoltaik-Modulen Prof. Dr. Jürgen Werner,
Universität Stuttgart, Institut für Photovoltaik (2014-2017)
/12/ https://www.weltderphysik.de/gebiet/technik/energie/solarenergie/photovoltaik/solarzellentypen/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder