Gene
1987-88 tarihlerinde Birleşmiş Milletler adına Japonya’yı atom bombası
yapmaması için teftiş ediyorum, Hiroşima’dayım. Toprağı belli bir kalınlıkta
değiştirmişler, radyasyondan eser kalmamış. Parkın içinde ileri teknoloji
binasının kırık dökük iskeleti kalmış, onu bırakmışlar.
Heryer
renkli çiçeklerle bezenmiş. Ağaçlar ve parklar. Müzede bomba atıldıktan 8 dakika
sonra Amerikan pilotlarının çektiği 600-800 metre yüksekliktan çekilmiş
fotoğraf, büyütülmüş, büyük müzenin tavanına ve yan duvarlarına yerleştirilmiş.
Tek elinizin parmaklarını biraz aralayın, parmaklarınıza dik olarak yüzlerce
park etmiş ticaret gemilerini düşünün. Bir anda kül olmuş bir Hiroşima, liman
şehri, yüzbinlerce ölü, yaralı. Pilotlar derin depresyonda. İki uçak. Arkadaki
uçak fotoğrafı çeken uçak. Hiroşima devlet hastanesinde herşey perişan.
Raflardaki cam ilaç şişeleri bombanın ısısından birbirleri ile yapışmışlar.
Köprüler yerle bir olmuş. Bombanın patladığı noktadan 900-1000 metre uzaklıkta,
arkasını duvara dayamış bir adamcağızın, bomba patladığı andaki gölgesi (müthiş
ışık ve ısı dalgası) duvara çakılmış. Japonlar bu insan gölgesini müzeye olduğu
gibi duvarı ile birlikte taşımışlar.
Biz
fizikte bir cisim ısındığı zaman, ısı o kadar yüksek olursa, adamcağız
süblümleşmiş deriz. Faz değişiminin ikisinin aynı anda oluşu. Adamcağızın
erimeden önce buharlaşması. Mekanı cennet olsun. İlkbaharda Hiroşima’da
çiçeklerin ve ağaçların çiçeklerini açması (sakura) görülmeye değer müthiş bir
olaydır. Gece fenerlerinin ihtişamı bambaşkadır. Tokyo Veno parkında “karaoke”
yaptığıma sizi inandıramam. Tokyo’daki müzenin teybini almıştım. Giderseniz
CD’sini muhakkak alın.
Amerikalılar
toryumu bıraktılar, uranyum ve uranyum plutonyum bombasını yaptılar,
Hiroşima’dan sonra Nagasaki’ye de attılar, Japonlar masaya oturdular. Japonlar
yılmadılar, kendi reaktörlerini inşaa ediyorlar. Barış anlaşmasının ertesi günü,
koca bir Amerikan tugayı Japonya’nın bütün atom tesislerini yerle bir etti.
Buna ait filmi Dr. Necmi Dayday, Prof.Dr. Yüksel Atakan’ın konferansında,
Marmara Üniversitesi’nde bize gösterdi, çok etkilendim.
Doç.Dr.Çetin ERTEK
29.09.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder