Herşeyimiz var. Bu üç
projeyi niçin hayata geçiremiyoruz?
1) 60 milyon dolar
değerinde TRIGA-MARK-II atom reaktörü var. Teknik Üniversite Ayazağa
yerleşkesinde. Pırıl pırıl çalışıyor. Bir insanın geçebileceği oyukla hastanın
başındaki kanser tümörleri termal nötronlarla ışınlanabilir. 15-20 seansta
sadece tümörler öldürülebilir. (Kafatasını yarıp dışarı çıkan tümörlerden
bahsediyoruz) Hastaya Bor iğnesi yapılır. Bor gider, beyindeki sadece kanserli
tümörlere yerleşir. Reaktörden gelen nötronlar borun içine girer. 2.4 MeV
gücünde alfa parçacıkları çıkar. Bunların enerjisi tümörleri perişan eder,
çürütür ve yakar. 15 seanstan sonra kanser tümörleri ölür, ışınlama 1 saat
sürer. Kafatası dikilir, hasta iyileşmiştir, taburcu olur. Birleşmiş
Milletler’de çalışırken, çalışma arkadaşlarım bu projeleri memleketlerinde
hemen tatbik ettiler. Alman arkadaşlarım Münih havaalanı yakınlarındaki
hastanede emekli olduktan sonra çalışmaya koyuldular. Hastahane şimdiye kadar
550 kişiyi zaten iyileştirmişti. Japonya’da benzer atom reaktöründe 1997 yılı
itibari ile 135 kişinin hayatı kurtarıldı. Metod, beyin cerrahlarının
ulaşamadığı iltihaplı noktalarda da tatbik edilebilir. Benim şefim Tony Ramalho
Portekiz’deki aynı tip reaktörde bu deneylere başlamıştı. Amerika ve diğer
ülkelerde metodu tatbik eden merkezler var. Ben teklifimi 1997’de Teknik
Üniversite’ye bildirdim. Şeker, un hazır, ama helvayı yapmayı kabul
ettiremedik. Bir insan hayatını bu şekilde kurtarmaktan daha ulvi birşey
olabilir mi?
2) Beyindeki alüminyum
atomları normalin üzerinde olduğu zaman bunun Alzheimer hastalığına sebep
olduğu hakkında ilmi makaleler var. Olay tam ispatlanmış değil. Çekmece Nükleer
Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde iki adet hızlandırıcı var. Beyinden biopsi
şeklinde alınan örnekler, hızlandırıcıda uygun ışıklara maruz bırakıldığında
alüminyum atomların sayısı deneysel olarak tespit edilir. Çekmece’de müdüriyet
Marmara Üniversitesi ile bir protokolün imzalanması gerektiğini bildirdi.
Dikkat edilirse deney, nükleer teknoloji ile çözülebilen bir deneydir. Beyinde
sade alüminyum değil, kadmium, kurşun, kobalt gibi ağır metaller de beyin
hastalıkları için çok kritiktir. Bu araştırmaların çok geniş bir şekilde ele
alınması, sanayi merkezlerindeki büyük ve çocuk ölümleri ile yapılacak
korelasyon çok faydalı olacaktır. Neyi bekliyoruz?
3) Y.Mühendis Önder Yolaç
Bey’in çok büyük başarı ile yürüttüğü elektrikle işleyen yerli otomobil için
akümülatörlerin ömrünü nükleer fizikle uzatmak mümkündür. Otomobilin bir
köşesinde sudan hidrojen elde etmek çok kolaydır. Bu hidrojen atomları veya
protonlar “Bor ile çarpıştıklarında 3 alfa parçacığı akümülatör içine
bırakırlar.” Herbir alfa çekirdeği 6 MeV enerjiye sahiptir. 3x6=18 MeV
akümülatörde büyük bir güç yoğunluğuna sebep olur, bu da akümülatör ömrünü
uzatır. Niçin yapmıyoruz?
Doç.Dr.Çetin
ERTEK
06.10.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder