..

..
..

28 Aralık 2016 Çarşamba

NÜKLEER METODLARIN SANATTAKİ TATBİKATLARI

Rembrandt’ın bir eserini göz önüne alalım. Çalışma stili Rembrandt’a çok benzemekle beraber büyük ressama ait olmayan diğer bir taklit tablo da karşımızda olsun. Taklit tablodan ve hakiki tablodan iki çok küçük çentik alalım. 1 miligramın 10’da biri, 100’de biri de olabilir. Araştırma reaktörünün içine koyalım. Bir dakika ışınlayalım, çıkaralım. Radyoaktif hale gelmiş örnek içinde elemanları açığa çıkaran karakteristik gama ışınlarını salar. Bu ışınları bir gama spektrometre aletinde ölçelim. Hazırlanmış bilgisayar programı ile birlikte çalışan bu spektrum bize tablonun sahici mi taklit mi olduğunu 5 dakikada söyler. Gama spektrumunda tulyum bulunmuştur. Rembrandt zamanında beyaz boyada tulyum kullanılmamaktadır. Çok sonra kullanılmaya başlandı. Metoda “nuclear activation analysis” NAA veya “instrumental nuclear activation analysis” (INAA) denir. Türkçe’de nükleer aktivasyon metodu diye geçer. Herhangi bir örnekteki istenmeyen zehirli ağır metaller de bu yöntemle çok kısa zamanda ölçülür. Hava kirlenmesi dahil.

Topkapı Sarayı’ndan Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’ne (ÇNAM) yıllarca önce yapılan bir başvuruyu sizlerle paylaşmak isterim. Harem dairesinde çok kıymetli çinilerin bulunduğu bir yerde, çinilerin arasından su geliyor. Nereden geldiğini bulamıyorlar. Suyu ancak nükleer metotla takip edebilirsiniz. İki yerden de su gelebilir. Çinileri kırmak imkansız. Atom araştırma reaktörü burada da imdada yetişiyor. Az miktarda tuz (Na -23) reaktörde ışınlanıyor.  Sodyum       -23’lerin bir kısmı Na-24 oluyor. 24 saatlik yarı ömrü olan (radyoaktivitesi 24 saatte yarıya inen) tuzlu su şüphelenilen noktaya konuyor, sızıntının öbür ucunda radyoaktivite ölçen basit bir aletle ölçülüyor. Oraya radyasyon gitmemişse su kaçağı oradan kaynaklanmıyor demektir. Öteki nokta teşhis ediliyor. Çok kıymetli İznik çinileri kırılmadan problem çözülmüştür.
Doç.Dr. Çetin ERTEK
24.12.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder