Kaçırılan büyük
fırsatlardan birisi, 1989-1990 yılları arasında Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti’nin parçalanması sırasında Rusya dışına çıkmak isteyen, deneysel ve
teorik (kuramsal) çalışan ilim adamlarının başka ülkelerce kapışılması
olayıdır. Amerika Birleşik Devletleri daha fazla Rus atom alimlerinin başka
ülkelere gitmemeleri için Rusya’da büyük bir merkezde mütevazi bir ücretle
onları tutmasını bildi. Türkiyemiz ancak çok az sayıda teorikçi bilim
adamlarını aldı. Neden teorikçi aldı? Deneysel çalışan birçok alim vardı!
Türkiye neden deneysel çalışmaz? O sıralarda, Maçka’da Türk Bilim Akademisi
toplantısında Atatürk’ün gerçekleştirdiği 1933 üniversite reformu
konuşuluyordu. Bir soru sorabilir miyim dedim ve şu soruyu sordum. “Efendim,
1933 reformundan bahsediyorsunuz, neden 1989-1990’da olan çok önemli olaydan
hiç bahsetmiyor sunuz? Türkiye çok mühim alimleri niçin memleketimizde çalışmak
üzere davet etmedi?” Cevap uzun bir suskunluk. Türkiye deneysel çalışmak
istemiyor. O değerli alimler bir daha ele geçer mi?
Kaçırılan ikinci önemli
fırsat Kazakistan’da gözlerimin önünde gerçekleşti. Sene 2007, Türk Fizik Derneği’nin çok faydalı
çalışmaları arasında düzenlenen Kazakistan’ın ilmi toplantısındayız. Deneyci ve
teorik birçok Kazak nükleer alimlerinin katıldığı uluslararası önemli bir
toplantı. Kazaklar ileri nükleer laboratuarlarını bize bütün detayı ile
açtılar. Her zaman müşterek deneysel çalışma yapabileceklerini tek tek
gösterdiler. Birçok Kazak alimi bizi evlerine davet ettiler. Türkçe öğrenmeye
çalıştıklarını söylediler. Hızlandırıcıları, deneysel imkanlarını bize açtılar.
Çok samimi bir atmosfer içinde Alma Ata’da çok güzel günler geçirdik.
Bizde olmayan bu deneysel
imkanları müşterek birçok projeye dönüştürmek işten bile değildi. Türkiye bu
fırsatı da kaçırdı. Deneysel çalışma istemiyor. Neden?
Doç.Dr.Çetin
ERTEK
23.12.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder