Sene
1963, Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nde Çetin Ertek İran ve Pakistan’dan
gelen öğrencilere gama ışınlarının enerjilerini ölçen “parıldamalı detektör”
aletini öğretiyor. Alete öyle bir zırhlama yapılacak ki alet, uzaydan gelen
gama ışınlarını ölçmeyecek, sadece ölçmek istediğimiz örneğimizdeki gamaları
ölçecek. Gamalar bazen zırhlama malzemesinin (bakır, kurşun, kadmium) içindeki
madde ile etkileşir, x ışınları çıkartır. Bu ışınlar dedektörde sayılır ve ölçü
bozulur, büyük yanlışlara sebep olur. O tarihlerde, Atatürk’ün büyük
gayretlerle kurduğu Pakt’lar, Doğu’dan ve Balkanlar’dan memleketimize çok büyük
yararlar sağlamıştır. Oranın gençlerini biz eğittik. Bizim gençlerimiz orada
eğitildiler.
1982
Anayasası’na göre “ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak
verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak
DEVLETİN GÖREVİDİR. Kaynakların verimli şekilde
kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri bu plana göre gerçekleştirilir.”
denilmektedir. Görülüyor ki DPT planlarına göre, dünya ikincisi olduğumuz
Toryum meselesinde 1962’den beri parmağımızı kıpırdatmamışız. (Çekmece Nükleer
Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin çok sınırlı çabaları hariç) Birinci 5 yıllık
kalkınma planında (1963-1967) nükleer enerji konusuna hiç değinilmemiştir.
Halbuki bu tarihlerde, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde 1 MW
gücündeki araştırma reaktörü başarı ile çalışmaktadır. İkinci 5 yıllık planda
sadece “nükleer enerji kaynaklarından faydalanma imkanları araştırılacak ve
nükleer enerji santralleri kurulmasına çalışılacaktır” denilmiştir. Üçüncü 5
yıllık plan (1973-1977) döneminde, öz kaynaklardan faydalanılacağı, eğitim
amaçlı prototip nükleer santral tesisine başlanacağı, uzun dönemde nükleer
teknoloji girişi sağlamak için nükleer enerji santrallerinin planlama,
projelendirme ve tesisinde yararlar sağlayacağı ve ayrıca elektrik enerjisi
üreteceği dile getirilmektedir. Radyasyon sağlığı , radyo izotop üretimi,
nükleer tıp, radyo izotopların sanayi ve tarıma uygulaması konularının önemle
ele alınacağı da vurgulanmaktadır.
Gördüğünüz
gibi geçen 15 yılda herşey lafta kalmış, altın değerinde 15 yıl geçip
gitmiştir. Altıncı beş yıllık planda (1990-1994) nükleer enerjinin uzun dönemde
sektördeki önemi dikkate alınarak, nükleer enerji teknolojisine geçiş için bu
plan döneminde çalışmaların başlatılacağından söz edilmektedir. Yedinci beş
yıllık plan (1996-2000) nükleer enerji gibi ileri teknoloji alanları ile yüksek
bilgi ve beceri kullanan sektörlerde bu tür teknolojilerle ilgili üretim ve
yatırım sahalarındaki faaliyetlerinin istenen düzeye ulaşamadığına dikkat
çekilmektedir.
Görüldüğü
gibi DPT, yedinci beş yıllık planda, faaliyetler istenen düzeye ulaşamadı
diyerek kendi kendini tenkit etmiştir. 15 altın yıl daha böyle geçmiştir.
Planlarda yazılan birçok nokta yürülüğe girmemiş veya yapılmamıştır. Okuyucunun
bu beş yıllık aynı yıllara tekabül eden Güney Kore beş yıllık planları ile
karşılaştırmasını önemle öneririm. Saat gibi çalışan ağır ve nükleer endüstri
planları. Hepsi planlanmış ve yapılmış. Güney Kore’de üçüncü beş yıllık plan
(1972-1976) ağır sanayi ve kimya sanayisini teşvikle ihracata dönük yapıyı
hızla oluşturdu. GSMH beş misline katlandı. Dördüncü beş yıllık plan
(1977-1981) dünya piyasalarında rekabet edecek sanayi ürünlerinin
geliştirilmesini teşvik etti. Güney Kore bugün kendisi için birçok atom
reaktörleri yaptığı ve yapmakta olduğu gibi %100 Güney Kore yapımı basınçlı su
reaktörlerini ihraç etme kapasitesindedir.
25.02.2017
Doç.Dr.Çetin ERTEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder