ELEKTRİK ÜRETİMİNDE ‘ŞİŞEDEN ÇIKACAK CİN !?’: NÜKLEER
FÜZYON
Bin ton kömür ve CO2 salınması yerine, iki
kova sudan elektrik üretimi!!
Giriş
Hidrojen(H1),
dötöron(H2) ve trityum (H3) gibi hafif elementlerin atom çekirdeklerinin, çok yüksek basınç ve sıcaklıkta birbirleriyle
kaynaşmasıyla, yeni bir atom
çekirdeğinin (örrneğin helyum) oluşmasına ‘nükleer füzyon’ deniyor ki, bu,
milyarlarca yıldır güneşte olagelen bir
nükleer tepkime. Dünyamızdaki yaşamın ve her türlü enerjinin (fosil yakıtlar,
biyokütle, rüzgar, güneş ve su enerjilerinin) ana kaynağı, füzyon sonucu ortaya çıkan güneş ışınlarıyla
sürebiliyor. Kaynaşan dötöron ve trityumun toplam kütlesi, bir nötronla
birlikte ortaya çıkan helyum atom çekirdeğinin kütlesinden daha fazla
olduğundan, bu kütle fazlalığı, Einstein’ın
E=mc2 bağıntısıyla
gösterilebileceği gibi, enerjiye dönüşüyor (Bkz.Şekil 1). Güneşin merkezinde
füzyon, 200 milyar bar’lık çok yüksek bir basınçta ve 15 milyon derece (C) sıcaklıkta
ortaya çkıyor.
Şekil 1:
Yeryüzünde füzyon
enerjisi, hidrojen bombası yapımında kullanılabildığı gibi, son yarım
yüzyıldır gelişmiş ülkelerin araştırma
merkezlerinde bundan elektrik üretilebilmesi amacıyla yoğun araştırmalar
yapılıyor. Füzyonda bir anda patlamalar şeklinde ortaya çıkacak büyük
enerjinin, kontrollu olarak, zamana yayılarak dağılımı ve bunun yıl boyunca
elektrik enerjisine dönüştürülebilmesi büyük zorluklar içeriyor. Bu nedenle,
örneğin AB’de planlanan bütçenin 3 katını bulan 15 milyar Avro gibi büyük
paralar harcanmasına rağmen, nükleer füzyon’dan elde edilecek elektriğin,
şebekelere büyük miktarda verilebilmesinin 2050’den önce olamayacağını ilgili
araştırıcılar açıklıyorlar.
Her ne kadar Lockheed şirketi, füzyon enerjisinden 5-10 yıl içinde elektrik üretebileceklerini
ya da ‘şişeden cini !’ çıkaracaklarını geçen Ekim ayında açıklamışlarsa
/1/ da bunun, henüz uygulanabilirliği
olamayacak bir kuram (teori) olabileceğini ve belki de, Lockheed’in
araştırmaları için daha fazla destek sağlayabilmeyi amaçladıklarını, ilgili
bilim adamları belirtiyorlar. Lockheed, ileride elektrik enerjisi üretimi için
kimsenin kaygılanmasına gerek olmadığını, yılda 20 kg kadar deniz suyu
yakıtıyla!! (trityum karışımlı), 1 milyon kg petrolden elde edilebilecek kadar
enerji elde edilebileceğini web sitelerinde duyuruyor. Ancak Lockheed, 1 yıl
sonra, 1 kamyon büyüklüğündeki ilk deneme reaktörünü ve 5 yıl sonra da elektrik
üretimine geçebilecek 100 MW’lık bir ’prototip füzyon reaktörü’nü işletmeye
açabileceğini açıklarken, füzyon reaktörlerinin, nükleer santrallar gibi, temel
elektrik üretim reaktörü olarak devreye (şebekeye) alınabilmelerinin ancak
2050’de gerçekleşebileceğini de
belirtiyor/1/.
‘Nükleer füzyon’, nükleer santrallardaki ‘Nükleer Fisyon (ya da çekirdek bölünmesi)’ ile karıştırılmamalı.
Nükleer fisyonda, uranyum 235 gibi ağır bir atom çekirdeğinin bölünerek ortaya
iki farklı kütlede atom çekirdeğiyle birlikte enerji açığa çıkarken, nükleer
füzyonda bunun tersi, hafif atom çekirdeklerinin kaynaşması sırasında enerji
açığa çıkıyor /2/. Füzyon’la ortaya çıkan enerji, nükleer santrallarda
fisyon’la ortaya çıkandan 3-4 kat daha fazla.
Güneşte, ancak 200
milyar bar’lık basınçta oluşan proton/proton kaynaşması, bu büyüklükte çok
yüksek bir basınç yeryüzünde sağlanamayacağından, yapılmakta olan
araştırmalarda, hidrojenin sırasıyla 1 ve 2 nötron fazlalığı olan döteron
(H2) ve trityum (H3) kullanılıyor. Bunun
nedeni, bunların birbirleriyle kaynaşabilmesi için 2 bar’lık basınç yeterli
oluyor, ancak 100 milyon derecelik sıcaklığın da sağlanması gerekiyor. Atom
çekirdeklerinden oluşan ‘Plazma’, genellikle bir kap içinde, manyetik bir
alanda tutularak, yüksek sıcaklıktaki plazmanın kaba değmesi önleniyor (Şekil 2).
Döteron özellikle
deniz suyunda tükenmeyecek kadar çok var. Trityum ise, yerkabuğunda binlerce
yıl yetebilecek kadar bulunan lityum’dan nükleer tepkimeyle elde edilebiliyor.
Şekil 2:
Şeklin açıklanması: Füzyon reaktörüne, döteron ve
trityum’dan oluşan gaz enjekte ediliyor, mikro dalgalarla 100 milyon dereceye
(C) yükseltilen sıcaklıktaki plazmada (mor) kaynaşan atom çekirdeklerinden
helyum oluşurken, ortaya çıkan hızlı nötronlar enerjilerini, battaniyeye
aktararak bunu ısıtıyorlar. Isı enerjisi, battaniyeyi çevreleyen borulardaki
suya aktarılarak suyu buharlaştırıyor. Her çeşit elektrik santralında olduğu
gibi buhar, türbinleri çeviriyor, türbinler de elektrik üretecini (jeneratör, dinamo)
çevirerek elektrik üretiliyor.
Nükleer füzyonda,
nükleer santrallarda ortaya çıkan radyoaktif maddelere oranla çok daha az ve
çok daha kısa yarılanma süreli radyoaktif maddeler açığa çıkıyor. Bir füzyon
reaktörünün radyoaktifliğinin 100 ile 500 yıl arasında giderilebileceği
hesaplanıyor.
Sonuç
Bugün dünyada 1,3 milyar kişi herhangi bir enerjiden
yararlanamıyor. 2050 yılında dünyanın enerji gereksiniminin bugünkünün iki
katına çıkacağı kestiriliyor. Bugün dünyadaki 50.000 kömür santralına 1.200
adet yeni kömürlü santralın eklenmesi planlanıyor.Her yıl salınan 10 milyar
ton!! CO2 ve diğer
gazların iklimi gitgide olumsuz etkilediği ise biliniyor. Yenilenebilir
enerjiler (güneş, rüzgar, su) ileride de artan enerji gereksinimini, ne yazık
ki, karşılayabilecek kapasitede ve günün her saatinde hazır değil. Bu nedenle,
nükleerden çıkan Almanya’da bir dizi, kömürlü elektrik santralı yapılıyor /3/.
Geliştirilen nükleer santralların da sayısının gitgide artmasına rağmen, uzun
ömürlü radyoaktif atıklar ve kaza olasılığı sorunları ise gündemde.. Sonuç
olarak, elektrik enerjisinin üretiminde bugün çıkmazda olan dünyada, ileride füzyon reaktörleri düşünüldüğü gibi
geliştirilebilirse, elektrik gereksinimine kalıcı bir çözüm getirilmiş
olacaktır. ITER bilimsel çalışmalarıyla
ilgili olarak yeni yayınlara bkz
/örneğin 4 , 5/.
Not: 18.yüzyılda yaşamış, büyük
fizikçi Newton’a ışıkla ilgili araştırmalar yaparken, güneş ışığının kaynağı
sorulduğunda – onu Tanrı bilir, ben bilemem demiş! Zaten insanlık tarihi
boyunca fiziğin henüz açıklayamadığı doğa olayları hep tanrılara havale
edilmemiş midir? sonra da bunları fizik açıkladıkça, tanrıların
sorumluluk alanlarından çıkarılarak, fiziğe aktarılmamış mıdır?
Yüksel
Atakan, Dr.Fizik Y.Müh.,
Almanya,
ybatakan@gmail.com
-------------------------
www.lockheedmartin.com/us/products/compact-fusion.html
/2/ Radyasyon ve Sağlığımız?
Nobel Yayınları, 2014, Y.Atakan, Syf:99 http://nobelyayin.com/detay.asp?u=4025
/3/ Güneş, rüzgar, kömür ve nükleerden enerji
üretiminde gerçek sorunlar, Y.Atakan,
Bilim ve
Gelecek, Ekim 2014
/5/ https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0920379613007448 (Lessons learnt from ITER safety & licensing for
DEMO and future nuclear fusion facilities)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder