Viyana’da Birleşmiş
Milletler’de çalışırken kütüphanede elime kalın bir rapor geçti. Rapor,
dünyadaki bütün araştırma reaktörlerindeki (güç reaktörleri değil) kazaları
analiz ediyordu. Bazılarında önemli bazılarında önemsiz kazaların dökümü
verilmişti. Hangi memleketlerde, bunlar ne şekilde oluşmuş. Örnek olarak Arjantin’de bir araştırma reaktöründe kontrol
çubukları aşağı indirilmiş, reaktör durmuş vaziyetteydi. Bakım yapılırken
yanlışlıkla kontrol çubuğu aniden çekilmiş, reaktör kritik olmuş, iki operatör
hayatlarını kaybetmişler. İstanbul Küçükçekmece’deki TR-I reaktöründe ve
Ayazağa’da Teknik Üniversitesi’nin Mark-II araştırma reaktörleri,
operatörlerimiz tarafından yıllarca hiç kaza yapmadan başarı ile çalıştırılmışlardır.
Recep Sevdik, Önder Tanörmen, Ayhan Pekünlü ve Galip Baran American Machine and
Foundary Company’de çok değerli uzun vadeli stajlarda iyi yetişmişlerdi. Önder
Tanörmen Avusturya’nın milli reaktörü ASTRA’da 1 yıl, Amerika’da General
Electric firmasında 1 yıl başarılı staj dönemlerinden geçmişti. 1980’lerde TR-I
reaktörü (gücü 1 MW idi) TR-II reaktörü oldu. Dr. Mehmet Turgut, bütün reaktör
nötronik ve reaktivite hesaplarını üstün başarı ile yaptı. TR-II reaktörü,
Nükleer Mühendislik Bölümü ve İşletme Bölümü tarafından 5 MW güce çıktı ve
başarı ile çalıştırıldı. Sağlık Fiziği Bölümünün yapıcı katkılarını yazmaya
değer. Dr. Mehmet Turgut, Almanya’da doktorasını yapmış, müstesna kabiliyette
bir arkadaşımızdır. TR-II 10 MW hesaplarını da başarı ile yapmıştır. TR-II
reaktörümüzü de ilk defa çalıştıran kıymetli operatörümüz Önder Tanörmen’dir. O
sırada rahmetli Prof. Nejat Aybers kendisi ile beraber reaktör kontrol odasında
idi. Nur içinde yatsın.
Şimdi Türkiye Makine
Mühendisleri Odası’nın son günlerdeki yoğun nükleer çalışmalarına gelelim.
Uranyumlu güç reaktörlerindeki kazalar bütün detayları ile incelenip
yazılmaktadır !!! Tree Mile Islands, Çernobil ve Fukişima kazaları. Fukişima
kazası bir nükleer kaza değildir, bir tsunami kazasıdır. 444 nükleer güç reaktörü
dünya elektriğinin %17’sini sağlıyor. Bu reaktörler olmayıp yerine kömür
santralları olsaydı. Bugün dünya atmosferimiz milyarlarca ton CO2
havamızı daha da bozmuş olacaktı. Nükleerciler kesin doğacıdır. Yaz sıcaklarını
hatırlatalım. 2 ay 32o C altına düşmemiş bir 2018 yaşamadık mı?
Makine Mühendisleri Odası neden nükleere karşıdır? Uranyum reaktörleri
kazalarını gözönüne alıyor da ülkemizde 380.000 ton bulunan toryum reaktörleri
hakkında neden tık yok?
Yılda Türkiye’mize 75
milyar dolar kazandıracak yeşil çekirdek (Kadıköy Düşünce Platformu Başkanı
Mustafa Özcan Bey’in buluşudur) toryum neden ihmal ediliyor? Tespitim çok üzücü
ve çok hazin ve düşündürücüdür. 60 yıldan beri bu iş üzerindeyim. 20 yaşında iken
Çekmece’de gama ışınlarının enerjilerinin nasıl ölçüleceğini Prof. Sait
Akpınar’dan öğreniyordum. İranlı ve Pakistanlı stajyer öğrencilere Çekmece
Nükleer Araştırma Merkezi’nde ders veriyordum. Kozmik radyasyondan ölçülerin
zarar görmemesi için gama ışınlarını ölçen aletimizi nasıl korumalıyız? Kurşun,
bakır, kadmiumla kaplanmış iç yüzeyler vs.
Makine Mühendis Odası’na
bağlı bayanlar, baylar; nükleer reaktörler yeni yeşil bir yolda, toryumu
kullanarak 25 ülke ve birçok şirketler birbirleriyle kıyasıya korkunç bir yarış
halindedirler. Çin, Hindistan, Amerika-Malezya ikili büyük projeler vs. Toryum
ergimiş tuz, homojen, modüler reaktörler uranyumlu reaktörlere nazaran çok daha
kompak, bomba yapılması mümkün olmayan, gerekirse öteki reaktörlerin radyo-aktif
atıklarını da yakabilen, ucuz, önceki yazılarımda bahsettiğim heterojen
uranyumlu reaktörlerdeki zorlukları içine almayan, 700o – 830o
C’de kendini otomatik kapatan (çünkü yakıt negatif sıcaklık katsayısına
sahiptir), ham maddesi bizde 400 yıl yetecek kadar bulunan, bize yılda 75 milyar
dolar getirecek, elektrik enerjisi problemimizi kökünden çözecek, bakımı 2 sene
yerine 5 senede bir yapılabilen, yterbium, neobium, neodinium... gibi değerli
maddeleri üreten ve bunların kolayca çıkarılmasına imkan veren, şu anki Türk
teknolojisine uygun, elektrik üretimi verimi mevcut reaktörlere göre daha
yüksek, reaktör kurulması ve üretim maliyeti daha düşük, kaynama imkanı olmayan.
Su ile soğutulmadığı için hidrojen patlaması olmaz, sıvı sistemin patlama riski
yoktur, izotopların suya, toprağa, atmosfere karışması yoktur, sıvı tuz
karışımı çok ısınırsa alttaki tıpa kendiliğinden erir ve sistem durur, ETR bir
kere çalıştırıldıktan sonra kendi kendine güvenli çalışır, Akkuyu nükleer
atıklarını yakma kabiliyetine sahiptir, plutonyum üretimi hemen hemen yok
gibidir, atıkların ömrü on binlerce yıl değil 300 senedir, ETR’lerde elektriğe
çevirim verimi %42-48 kadardır, ötekilerde %30-33’tür, hemen yakınındaki kimya
metalurji tesislerini de besleyebilir, ayrıca hidrojen üretebilir, başlangıçta
düşük zenginlikle U-235’ce zengin UF4 kullanılır, U-233, U-235’ten
sonra devreye girer, toryum fisyon ürünlerinin %84’ü kararlıdır, bu çok önemli
bir özelliktir, gaz fisyon ürünleri sirkülasyon pompaları tarafından verimli
bir şekilde atılır, sistem aktinitleri recycle kapasitesine sahiptir. Elektrik
Mühendisleri Odası da son iki yıl hariç hep nükleere karşı çıkmıştır.
Cumhuriyetimizin 95.
Gurur yılında bilim ve akıl bizden yana olsun.
03.11.2018
Doç.Dr.Çetin ERTEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder