Bundan önce sizlere
takdim ettiğim “Sahip Olduğumuz Kaynaklar, Değerler” adlı yazımda Prof.Dr.
Engin Arık meslekdaşımın Toryum çabalarından bahsetmiştim. Bu sefer, Prof.Dr.
Feza Gürsey’in Nobel Fizik Ödülüne ne kadar yaklaştığını bire bir, Nobelci John
Wheeler’den öğrendiklerimi sizlere aktaracağım.
Washington DC’deyiz.
Fisyon olayının keşfinin 50nci yıl dönümü kutlamalarındayız. Dört gün süren
muazzam bir ilmi toplantı, Amerika’nın en seçkin nükleer kuruluşlarının
katılımı ile gerçekleştirildi. Benim 14 sayfalık ve 23 tane özgün makalelerimin
özetini kapsayan makalem kabul edildi ve konferans sonuçları iki cilt halinde
American Nuclear Society, Inc. Tarafından basıldı. Toplantı Nisan 25-28,
1989’da yapıldı. John Wheeler ile aynı otelde kalıyorduk. Prof. Wheeler her akşam üstü bir saat yürüyüşe
çıkarmış. Ben de izin alıp kendisine katıldım. Fizikten bahsettik. “Siz” dedi,
“Türk’sünüz, Feza Gürsey’in memleketindensiniz, çok memnun oldum” dedi. “Ben
Feza Gürsey’in Nobel komitesindeki jüri azalarından biriydim ve kuarklar ve
yüksek enerji fiziğindeki buluşlarını çok yakından takip ediyordum.” Gözlerimin
içine bakarak, üzgün bir şekilde “Nobel’e çok yaklaşmıştı” dedi. Bildiğiniz
gibi çok değerli arkadaşıma Prof.Dr. Oktay Sinanoğlu’na da Nobel ödülü
verilmedi. Yale Üniversitesi’nin iki ayrı kürsüsünün ikisinin de aynı anda
başkanı 26 yaşındaki dahi arkadaşım, Yale Üniversitesi’nin tarihinde görülmemiş
bir olaya imzasını atıyordu.
Prof.Dr. Tolga Yarman,
Prof. Dr. Metin Arık ve Ukraynalı Fizikçi arkadaşları 2015’te Ukrayna’da
yaptıkları deneyi 2016’da İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi laboratuarlarında
tekrarladılar. Aynı sonuçları buldular ve Einstein’ın izah edemediği doğa ile
olan %50’lik farkı izah ettiler. Annals of Physics’de iki makale yazdılar. Bu
ilmi mecmua Einstein’ın makalelerini gönderdiği mecmuadır.
CERN’de 14 Tera
Elektron Volt (14 TeV) enerji ile deneyler yapılmaktadır. Yeryüzünün elde
edilmiş en yüksek enerjisidir. Değerli meslekdaşım Prof.Dr. Saleh Sultansoy,
senelerden beri CERN’deki dünyanın en yüksek enerjili elektronlarını elde etme
projesinde çalışmaktadır. Proje bitmek üzeredir. Proje çekirdek içi kuvvetli
etkileşmenin gizli kalmış yanlarını ortaya çıkarma potansiyeline sahiptir.
CERN’de protonlar saniyede 800 milyon
kere çarpışıyorlar. Çarpışmalardan
sadece milyonda biri deneyin ilgilendiği bilgileri verir. Bu hızda hareket eden
protonların kütlesi, protonların durgun kütlesinin tam 14.000 katıdır.
CERN’de 100 metre yerin
altında kazılmış 27 km uzunluğundaki dairesel tünelde, protonlar 8.3 Tesla
şiddetindeki manyetik alan içindedir. Bu manyetik alanın şiddeti dünyanın
manyetik alanının 100.000
katıdır. Bu manyetik alan şiddeti ancak 12.000
amperlik elektrik akımı ile sağlanır. Bu şiddette bir akım, ancak süper iletken
kabloların -271 santigrad derecedeki sıvı helyum banyolar içine yerleştirilmesi
ile elde edilir. Senede ortalama biriken bilgi 10 milyon gigabyte’dır. Bu 20
milyon CD-ROM’un içerdiği bilgiye denktir. Gelişmiş ülkelerde 10.000 kadar bilim insanı doğa
gizemlerini ortaya çıkaracak anlamlı bilgiler elde etmenin stratejisini
özetlemektedirler: 10 binlerce bilgisayar ve belleği, iletişim teknolojileri
kullanarak koordineli bir şekilde yönetmek. Amerika’da Fermi laboratuarlarında
1 milyon nikel atomunun yanında sadece bir anti-nikel atomu elde edilmiştir.
CERN’de altın atomları
ile altın atomları birbirleriyle çarpıştırılarak, laboratuarda, güneşin en
sıcak noktasının 250.000 katı
sıcaklık (3 trilyon derece santigrad) elde edildi. Bu sıcaklıkta çekirdeğin
içindeki protonlar, nötronlar, kuarklar erir. Cismin dört haline (katı, sıvı,
gaz ve plazma) bir de erimiş çekirdek hali eklendi. Buna beşinci hal
diyebiliriz. Bu derecede herşey eriyor, ama nedense buharlaşmıyor, yapı sıvı
yapısı manzarası arzediyormuş.
18.03.2017
Doç.Dr.Çetin
ERTEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder