..

..
..

17 Ocak 2019 Perşembe

MÜKEMMELİYET MERKEZİ Mİ? YOKSA TORYUMDAN ELEKTRİK ÜRETEN MERKEZ Mİ?



Derken bir de baktık 1961’den 2019 yılına gelmişiz. Nükleerde altmış yılını kaybetmiş bir Türkiye. 1961’de Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’ni kurmuşsunuz, bunun adını 4-5 sene sonra Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi diye genişletmişsiniz, sene 2019’a gelmiş, adını Teknoloji Daire Başkanlığı ve Atık Daire Başkanlığı diye değiştirip nükleeri ve araştırmayı ortadan kaldırıyorsunuz. Olacak şey değil! Amerika’da olduğum zamanlar, en az sekiz adet fizikte Nobel ödülünü kazanmış profesörlerin konferanslarını dinlemek kısmet oldu. Hepsi tartışmasız nükleer enerji ile elektrik üretimini öngörüyordu. Çünkü, 1 gram uranyumdan elde edilen enerji, 1 milyon gram kömürden daha fazlaydı ve nükleer enerji havaya CO2 atmazdı.nükleer enerji dünyada kullanılan elektrik enerjisinin %17’sini başarı ile üretti, kullanıldı. Dünyadaki 449 atom santrali 60 yıldan beri çalışıyor olmasa idi atmosferimize atılan CO2 oranı milyarlarca ton olacaktı. (2017, 2018 yaz aylarını hatırlatırım)
Prof. Sait Akpınar, Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nin başına geçtiğinde düşündü, neler yapacaktı? Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nin üst kuruluşu olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, ona bir yol haritası, bir hedef vermemişti. O da Mükemmeliyet Merkezi olarak dünyanın en ileri araştırma laboratuarlarından biri olan Brookhaven Milli Laboratuarı’nın kardeş laboratuarı olma yolunu seçti. (BNL-Brookhaven National Laboratory, USA).
Artık Çekmece’de Cahit Arf’lar, Kaya İmre’ler, Ercüment Özizmir’ler, Niyazi Tarımer’ler ders veriyor, genç beyinleri yetiştiriyorlardı. Bu talebelerin hepsi sonradan üniversitelerimizde profesör oldular. Amerika’da BNL’in adı ve yönü hiç değişmedi. O bir milli laboratuardı, o zaman da bugün de, bundan sonra da böyle kalacaktı. Bir tane daha sayalım. Amerika’da ANL de var. Son derece ileri nükleer araştırma merkezi, Argonne National Laboratory. Araştırmalar nükleer laboratuarlarda yapılır. Çekmece’yi sen şimdi araştırma merkezinden uzaklaştırıp daire başkanlığı haline getirirsen, araştırmaları milli bir laboratuarda değil de nerede yapacaksın? Teknolojiyi nasıl yakalayacaksın? TAEK’i 60 sene sonra sadece lisans veren bir kuruluş haline getirirsen 11 tane her beş senede yayınladığın beş yıllık planlara karşı kim mesul olacak? Amerika’da BNL, ANL, ORNL gibi kuruluşlar araştırmalarını kesiksiz olarak genişlettiler, küçültmediler. Değerli arkadaşım Prof.Dr.Saleh Sultansoy bana bir aralık “BNL’de 1 milyon nikel atomuna karşı bir tane anti nikel atomu üretildi, o da çok kısa ömürlü demişti. Kendisi, CERN’de dünyanın en yüksek enerjili elektronlarını elde eden sistem üzerinde çalışmaktadır. Yüksek teknolojiye erişmek için gerekli 5-6 daldan birinin nükleer teknoloji olduğunu tekrar hatırlatan çok değerli bir ilim adamımız.
Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’ndeki bütün arkadaşlar bu isim değişikliğinden çok büyük ve derin üzüntü içindedirler. Sait Bey’in düşündüğü mükemmeliyet merkezi 1960’larda çalışmaya başladığında Amerikalılar bize 73 adet uranyum çubuğundan ibaret, 104 kg ağırlığında, uranyum zenginleştirmesi %1.143 olan kritik altı küçük reaktörü hibe ettiler, çok önemli bir parametre olan Uranyumun-Kadmium oranını bulmak üzere yola koyulduk. Biz bu parametreyi deneysel olarak ölçecektik, Amerikalılar teorik olarak hesap edeceklerdi. Sonunda onlar bize hesap sonuçlarını göndereceklerini vaad ettiler. Sonunda sözlerinde durmadılar, bize hesap sonuçlarını göndermediler. Sonuçlar o kadar titiz ve hassas yapıldı ki biz örneğimizin saf olduğunu Np-239’un 2.35 günlük yarı ömrünü literatür değerinden daha hassas bulduk. Deneyler 7 yıl sürdü. BNL hesap sonuçlarını göndermediği için neticeleri karşılaştıramadık. 25 sene sonra Çekmece hesapları yapabilecek hale geldi, fakat hesapları yapamadı. Bir iki üniversiteye daha teklif ettim, onlar da yapmadı. Demek ki Türkiye’de deney ve hesap karşılaştırılması refleksi de teşekkül etmemiş!! Yıllar sonra Çekmece’nin başına Prof.Dr.Ahmet Yüksel Özemre getirildi. Fizik projeleri durduruldu. Eskişehir’deki Toryumla elektrik enerjisi elde edilmesi üzerine çalışmalar hızlandırıldı. Ertok Kuntel ve arkadaşları uranyum, toryum çubuklarını yapan sistemleri üstün başarı ile yaptılar. Toryum palet ve çubukları elde edildi. Çekmece’nin stratejisi tamamen değişmişti.
Burada çok önemli olan nokta şu: Siz Amerika’daki çok büyük ve önemli laboratuara, “ben senin kardeş laboratuarın olacağım, hangi projeleri birlikte yapalım?” derseniz, onun size teklif edeceği proje, gene kendisinin çözemediği, kendisine ait bir proje olacaktır. Nitekim öyle oldu. Kritik altı sistemi Türkiye’ye hibe ettiler, bu sistemde Uranyum Kadmium oranını ölçmemizi teklif ettiler. Çünkü, bu parametrenin ölçümü ile hesaplar birbirini tutmuyordu. Bu problem, çok ileri uluslararası laboratuarlarca “benchmark” olarak kabul edildi. İsveç Studsvik Araştırma Merkezi, bana bizzat 1966 Eylül ziyaretimde kimyasal separasyonu bu parametre ölçümünde kullanmayacaklarını söylediler. Biz o sırada, Çekmece Laboratuarlarında, kimyacı Dr. Ali Yalçın Bey’le Japon İşhimori kimyasal separasyon metodunu, Plutonyumu+V oksidasyon seviyesinde tutarak yapamasaydık, benchmark problemini çözemezdik. Nitekim batı bunu çözememişti. Stanford Üniversitesi’nden Prof.Dr. Sydney Fiarman 24 Mart 1975 tarihli bana gönderdiği mektupta ÇNAEM 47 no.lu raporumu istedi ve şöyle durumu özetledi: Mart 19-21 günleri arasında 1975’te BNL’de yapılan özel seminerde, deneysel değerlerin hesaplanan değerlerden %10 daha az çıktığı tesbit edilmiştir. Siz, Ertek çalışmanızla kimyasal separasyon yapmadan doğru sonuçlara varmanın imkansız olduğunu tespit etmişsiniz. Bunu, Amerikan Nükleer Sosyetesi’nin (6400 mühendis, uzman) yayın organı Nuclear Science and Engineering, 36 (1969), 209’da neşretmişsiniz. BNL Mart 19-21, 1975 özel seminerinde iştirakçiler, hayret edilecek bir şekilde sizin çalışmanızı yok farzetmişler.
Durum budur. Sizin kendinize ait milli hedefiniz olmazsa ileri ülkeye sorarsanız “ben ne yapayım?” derseniz, o size kendi problemini yaptırır. Nitekim, Nobelli fizikçi Dr. Glen Seaborg (Amerikan Nükleer Atom Enerjisi Komisyonu Başkanı) Türkiye’ye o sıralarda gelmiş, Çekmece’yi görmüş ve deneysel sonuçlarımıza koca parmağını basarak “istediğimiz sonuçlar bunlar” demiştir. Değerli kardeşim Dr. Ali Yalçın şahidimdir.
Alman filozofu Hegel “gelişme zorunlu olarak erekseldir” diyor. Türkiyem senin ereğin, hedefin nedir? Neyi bekliyorsun? Eskişehir’de 880.000 ton Toryum seni bekliyor, senedeki kazancın 75 milyar dolar, üzerinde harıl harıl 17 memleket veya laboratuar çalışıyor, sen neredesin? 17 değişik çok kıymetli ender toprak elementler de işin cabası.
Doç.Dr.Çetin ERTEK
12.01.2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder