Çekmece
Nükleer Araştırma Merkezi’nde (ÇNAM) nötronları ürettiğimiz TR-I reaktörü, 27
Mayıs 1962’den 11 Eylül 1977’ye kadar sürekli olarak 15 yıl başarı ile
çalıştırılmıştır. ÇNAM’ın üst kuruluşu Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’dur. Sonra
sisteme Ankara Nükleer Araştırma Merkezi de katıldı. İstanbul Teknik
Üniversitesi’nde, Prof.Dr. Nejat Aybers önderliğinde Nükleer Enerji Enstitüsü
de 1960’ların başında faaliyete geçti. Çekmece’de TR-I Yüzme Havuz tipi
araştırma reaktörü kuruldu. Teknik Üniversitesi’ndeki araştırma reaktörü
TRIGA-MARK II tipi idi. Çekmece’de herkes dahil insan gücü 210 kişi kadardı. Şu
anda Çekmece’de 220 kişi çalışmaktadır. 24 seneden beri tek nötron
üretilmemiştir. Bizimle birlikte çalışmalarına başlayan Japonya ve Kore kendi
1200 MWe gücündeki reaktörlerini %100 kendi uzmanlıkları ile yapmışlar, kendi
elektrik ihtiyaçlarını sağlamışlar ve reaktörleri ihraç edecek hale
gelmişlerdir.
380.000
ton Toryum, elektrik enerjisi üretmek için Eskişehir Sivrihisar’da bizi
bekliyor. 1978’de Ecevit zamanında kamulaştırıldı. Toryum Ender Topraklar
Platformu Yayın No:1’de, 17.03.2013 tarihinde, Toryum Türkiye’nin Nükleer
Enerji Alternatifi, Toryum değerlendirilmesi adı altında çok güzel bir şekilde
Mustafa Özcan Bey tarafından yayınlandı. Çekmece, zaman içinde, zaten Toryum
çubukları, Toryum paletleri, Toryum diskleri (yerli yapım) elde etmişti.
Metalurji ve Kimya bölümlerinde yeteri kadar bilgi birkimimiz var.
İnsanımızın
mutlu olması için ülkemizin 21. Yüzyılda çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması
gerektiği yönündeki ülküsel beklentimiz ihtiyaç şekline bürünerek en temel
evrensel talebimize dönüşmüş olduğu hepimiz için aşikar bir şeydir. 75 milyar
dolar senede dışarıya petrol ve doğal gaz için akıtmıyacağız.
Hızlandırıcı
ile çalışan Toryum reaktörleri, Nobel’li İtalyan fizikçisi Carlo Rubia
tarafından bulunmuştur. Kendisi 2013 yılında Türk Fizik Derneği’nin davetlisi
olarak gelmiş ve İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi konferans
salonunda çok güzel bir sunumda bulunmuştur. Eskişehir, Sivrihisar’da aynı
topraklarda 17 cins çok değerli nadir toprak elementleri de vardır. Bunlar en
iyi kalitededir. İhaleye çıkılır. Türk firmaları seçilir, onlar topraktaki bu
nadir elementleri fiziksel ve kimyasal metodlarla ayırır. Kenara konan malzeme
Toryum’dur. Ondan da elektrik enerjisi elde edilir. Toryum reaktörü çevreyi
kirletmez, temiz özelliktedir. Sürdürülebilir kaynaktır. Sera etkisi yoktur.
Karbondioksit salmaz. İçinde su olmadığından hidrojen patlaması olmaz.
Reaktörün erimesi olamaz. Çevreye atık bırakması yoktur. Yapımı şu anki Türk
teknolojisine uygundur. Hem ısı, hem elektrik üretebilir. Elektrik üretim
verimi mevcut reaktörlere göre daha yüksektir. Reaktör kurulması ve üretim
maliyeti daha düşüktür. 600-800o C ergimiş Toryum-Uranyum Lityum
Florür karışımı devamlı dolaşım halindedir. Toryum florür ve U-233 florür hemen
çevresindedir. Yakıt 1400o C
kadar ısınsa bile kaynamaz, sıvılığını korur. Sıvı yakıt sisteminin
patlama riski yoktur. İzotopların suya, toprağa, atmosfere karışması yoktur.
Sıvı tuz karışımı çok ısınırsa alttaki tıpa kendiliğinden erir ve sistem alt
kritik olur. Ergimiş Toryum reaktörü bir kere çalıştırıldıktan sonra kendi
kendine güvenli çalışır. Akkuyu’dan çıkacak nükleer artıkları yakma kabiliyetine
sahiptir. Plutonyum üretimi hemen hemen yok gibidir. 250 sene sonra atom
santralından eser kalmaz. Ergimiş Toryum reaktöründe elektriğe çevrim verimi
%42-48 kadardır. Öteki reaktörlerde bu oran %30-33 civarındadır. Üretilen
elektrik enerjisi civardaki kimya, metalurji tesislerini de besleyebilir.
Başlangıçta düşük zenginlikte U235’ce zengin UF4 kullanılır. U-233,
U-235’ten sonra devreye girer. 1000 MWe’lik bir reaktör 24 saat/365 günde 0.44
ton Toryum ve 0.44 ton Uranyum tüketimi olur. Ötekilerinde 200 ton uranyum
gerekir. Eskişehir’de yılda 5.000 ton nadir toprak elementi üretilirse 150 ton
Toryum dioksit elde edilir. 17 ülke Toryum reaktörü üzerinde çalışıyor.
Temmuz
2017 başı 5 kişilik Türk ekibi POLİMİ-İtalya Como gölü toplantısına katıldılar.
Biz ikinci kere katıldık. 2015-2019 yılları arasında tamamlanması öngörülen bu
proje iyi ilerlemektedir. Toryumun fisyon ürünlerinin %84’ü kararlı oluyor.
Radyasyon çıkarmıyor. Riskleri, bilinen reaktörlere göre daha az olduğundan
Yeşil Nükleer Enerji olarak tabir edilmektedir. Th reaktörleri niçin uzun
müddet devrede kalmadı? Gaz fisyon ürünleri sirkülasyon pompaları tarafından
verimli bir şekilde atılır. Yakıt tuzu (-) sıcaklık katsayısına sahiptir.
Reaktörün kontrol çubuklarına ihtiyacı yoktur. Silindirik blanket U-233 üretir.
Reaktörde katı yakıt elemanları olmadığı için yakıt-tuzu kompozisyonu
kolaylıkla ddeğiştirilebilir. (Kaynak: J.Serp.et.al.”MSR in generation
IV-Overview and Perspectives” Progress Nucl.Ener.,2014) (burada MSR-Molten Salt
Reaktör anlamındadır.) ABD ile birlikte Endonezya projesi Thorcon tarafından
yürütülmektedir. 2020’de ticari üretime geçecektir. 2.4 US-cent/kWh’e mal
olabilecektir. (Akkuyu 19.2 US-cent/kWh rakamından ne haber?)
Birleşmiş
Milletler’de rastladığım güvenlik raporundan kısaca bahsetmiştim. Nükleer
enerji çevrecidir. Bacasından CO2 çıkmaz. Yaklaşık 450 nükleer güç reaktörünün 60
yıldan beri çalıştığını farzedersek, atmosfere vermediğimiz karbondioksit
miktarı milyarlarca tonu bulur. Nükleer çevrecidir. Ne yazık ki güneş ve rüzgar
santrallarının problemleri kendini göstermeye başlıyor. Reaktörler bilhassa
Toryum reaktörleri, modüler olarak yapıldığı için kazalar az ve kontrol
edilebilir olmaktadır. Th reaktörü modüler olarak yapıldığından 250 Mwe’ten 10
tanesi yan yana 2500 MWe’lik elektrik üretir. Birbirinin peşi sıra yapılacak
Toryum reaktörleri son ünitelere doğru çok ucuza mal edilebilmektedir. (Yapım
kolaylığı avantajları) Modüler reaktörlerin büyük avantajları vardır. Afrika
çölünde yapılan güneş santralındaki Avrupa’ya enerji taşıma problemlerinden
bahsedebiliriz. Bu konuda Prof.Dr. Carlo Rubia’nın internetteki enerji üzerine
1.5 saatlik videosunu gençlerimize tavsiye ederim. Önemli nükleer kazalar, 60
seneden beri çalışan 444 nükleer reaktörün içinde, 3-mile island, Çernobil ve
Fukuşima’dır. Fukuşima’da 19.8 metrelik tsunami dalgaları sistemi mahfetmiştir.
Direkt nükleer kaza değildir. Çernobil’de, düşük güçte bir deney yapıldığı için
operasyon ekibinin hatası yüzünden kaza oluşmuştur. Birbirinden bağımsız
reaktörü otomatik durduran 3 ayrı sistem, operatörler tarafından elle
kapatılmıştır. Genelde hiçbir güç reaktöründe deney yapılmaz. 3 mile island’da
ise kızgın metale suyun değmesiyle hidrojen gazı patlamasıyla kapalı reaktör
kazanında radyasyonlar dışarı çıkmadan kaza meydana gelmiştir. Hindistan’da
Bopal’de (doğal gaz santralında bir günde kaza sonucu 30.000 kişi ölmüştür.
Nükleer’de çok iyi yetişmiş, tecrübeli teknik elemanlar ve mühendisler
kullanılmalıdır. Çernobil’de operatörler bağımsız 3 koruyucu sistemi elle devre
dışı bırakmış olmasalardı, reaktöre hiç birşey olmazdı.
Toryum
reaktörü için çalışan “FİGES” ileri
mühendislik ve ARGE teknolojileri şirketi, Uluslararası Toryum Projesi’nin
saygın kuruluşları arasındadır. 250 Mwe’lik bir proto-tipin ısı değiştiricilerinin
teorik hesapları üzerinde çalıştığı gibi ileri seviyede ısı dönüştürücülerinin
simülasyonlarını da başarı ile yürütmektedir. Şirketin sahibi Sayın Dr. Tarık
Öğüt son derecede başarılı bir işadamımızdır. Şirketi Milli Savunma
Bakanlığımıza çok önemli üretimleri gerçekleştirmiş, simülasyonlarla Avrupa
çapında bir ARGE şirketidir. Toryumu desteklemesi bizim için bir şanstır.
Seçkin Türk firmalarına davetimdir. Bu konuya yakın firmalarımızın, kendi
içinde birer çekirdek üniteyi büyütmeleri kendileri ve ülkemizin geleceği
bakımından son derecede faydalı olacaktır. Nükleer teknolojinin birçok dalda
öncü rolü oynayacak yanları vardır. Başarı yüzdesi artar. Bakın Tarık Bey neler
yazıyor: “Nükleer enerji konusunda toplumların bilinçlendirilmesi çok yetersiz
olduğu için, insanlar arasında nükleer enerji konusunda daima bir şüphe ve
korku mevcuttur. Bunu yenmenin tek yolu, bilinçlenme düzeyinin yükseltilmesidir.
Nükleer teknolojiler konusunda, ilkokuldan başlayarak tüm eğitim boyunca
gerekli teknolojik bilgilendirme ve bilinçlendirme yapılmalıdır. Tehlikelerin
nedenini, kapsamını, çözüm yollarını toplumumuza anlatalım ki ön yargıların
yerini bilimsel ve analitik düşünce alsın. İlk ve orta öğretim programına dahil
edilebilecek teknik bilgilerin yanı sıra, sokaktaki vatandaşın da yazılı ve
görsel basın yoluyla bilinçlendirilmesi çok önemlidir.”
Doç.Dr.Çetin ERTEK
30.03.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder