..

..
..

30 Aralık 2018 Pazar

TORYUMDAN ELEKTRİK ENERJİSİ ELDE ETME PANELİ


Toryum Paneli Caddebostan Kültür Merkezi’nde 2 Aralık 2018 tarihinde başarı ile gerçekleştirildi.
Değerli Mustafa Özcan kardeşimiz toplantının amacını anlatan öz konuşmasında, Türkiye’de geldiğimiz noktayı açık ve anlaşılır biçimde sundu. Bunu takiben pek değerli Canip Sevinç Bey Toryumun Türkiye’de bulunuşundan itibaren bütün safhaları en öz, önemli kısımları ile birlikte ele alarak irdeledi. Batıda organize edilen en son Toryum toplantılarının durumunu bize anlattı. TAEK’in geçmişteki büyük hatalarından da bahsetti. TÜBİTAK’ın şimdiki projelerimizi candan, inanmış olarak nasıl desteklediğini anlattı. Hüseyin Kaplan tarafından 1970’teki Türkiye’nin Toryum rezervleri 500.000 ton olarak tahmin edilmişti. 2015’ten sonra 7 ayrı bölgede, 3 kat daha derine gidilerek ve 3 kat daha sık aralıklarla taranarak şimdiki tahminimiz 900.000 ton olduğunu bizlere anlattı. Örneklerden Barit ve Florit’in endüstride sırasıyla nükleer çimento ve diş macunun elde edilmesini, 8.11.2018’de Toryum mevcut envanterimizin 880.000 ton olarak tesbit edildiğini bildirdi. Nobelci İtalyan fizikçisi Carlo Rubia’nın protonları 1 GeV’ta hızlandırıp kurşun üzerine gönderdiğini, bu tepkimeden (reaksiyondan) nötronların çıktığını, bunların da Toryum üzerine gönderilmesi ile çıkan enerjiden elektrik elde edildiğini anlattı. Bu arada TAEK’in ÇNAEM’de araştırılmak üzere Toryumu dışardan aldığının da altını çizdi. Ergimiş Toryum Reaktörünün radyo-aktif atıkları da yaktığını konuşmasına ilave etti. Carlo Rubia’nın hesaplarını Prof.Dr. Saleh Sultansoy’a verdiğini konuşmasına ekledi. Prof.Dr. Engin Arık’ın 27 Temmuz 2002’deki Hürriyet gazetesine verdiği önemli röportajı anlattı. Bu arada TAEK’in kendi elemanlarının bir ilmi toplantıya katılmalarını da yasak ettiğini söylemekten kendini alamadı.
Bunu takip eden konuşmacı Doç.Dr. Çetin Ertek’ti. Ben Ergimiş Tuzlu Toryum Reaktörlerinin(ETR)  avantajlarından bahsettim. Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin (ÇNAEM) potansiyelini anlattım. ÇNAEM’de çalışan toplam personel 1997’de 230 civarındaydı, şimdilerde 180’e düştü, bunun sebepleri üzerinde durdum. 1997’de Aralık ayında çalışanların 32’si bilim doktoru, 104’ü uzman, 94’ü teknisyen ve destek elemanı idi. Üretim faaliyetleri olarak, sanayide kalite kontrol hizmetlerinde İridyum-192 kaynak üretimi, tıpta teşhis amacı ile kullanılan Tc-99m ve radyofarmasotiklerin üretimi, radyoizotop üretimi ve radyasyon ölçü cihazlarının yapımı, çevre (biyolojik), cevher (jeolojik) ve metal örneklerinde, nitel ve nicel element analizleri, eser element tayinleri (NAA, ICP), merkez içi merkez dışı sürekli analiz hizmetleri, gıda ürünlerinde radyoaktif analizler, petrol, deterjan gibi kirleticilerin kimyasal analizleri, insan vücudundaki radyoaktivite ölçümleri, canlı ve cansız çevresel örneklerde radyoaktivite düzeyini saptayan radyo-ekolojik araştırmalar, Türkiye maden ve kaplıca sularının doğal radyoaktivite düzeyinin tayini, nükleer analiz yöntemlerini uygulayarak toprak örneklerinde uranyum ve toryum araştırmaları, nükleer güç santrallerinde kullanılan yakıtların yapım teknolojisini kazanmak, nükleer yakıt pilot tesisini geliştirmek, güç reaktörleri üzerinde teknolojik ve ekonomik etüdler yapmak, radyasyonla çalışanlara radyasyon denetimleri, lisanslama işlemleri, kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan cihazların kalibrasyon işlemleri, hava-su-toprak doğal radyoaktivite ölçümleri, hastanelerden ve endüstriden gelen radyoaktif atıkların işlenmesi ve depolanması, kromozom aberasyon analizleri yöntemleri ile biyolojik doz tayini, radyasyondan korunma ve dozimetri eğitimi, endüstride tahribatsız test konularında çalışan elemanlara verilen eğitim, üniversite öğrencilerine staj imkanının tanınması (ÇNAEM potansiyelli öğrencilere çalışma imkanını neden sağlamıyor, taze kana ihtiyacı yok mu? Yoksa bu hususta hiçbir vizyonu mu yok?) nükleer alanda kamunun bilgilendirilmesi, nükleer yakıt pilot tesisi, radyobiyoloji bölümü, endüstriyel uygulama bölümü, nükleer mühendislik bölümü, yakıt pilot tesisi, nükleer elektronik bölümü. Yaklaşık 25 yıldan beri reaktör nötron üretmiyor, 14 kişi olan işletme bölümü 4 kişiye inmiş durumda, fizik bölümü, nükleer mühendislik bölümü, biyoloji bölümü kapatılmış durumda. (Deneysel reaktör fiziği bölümü kurulmamıştır.) TR-II reaktörü 1980’lerde 1 MW’tan 5 MW’a başarı ile çıkarılmıştır. 5 MW ve hatta 10 MW hesapları çok değerli arkadaşım Dr. Mehmet Turgut tarafından yapılmıştır. Dr. Mehmet Turgut’un son çalışması Çekmece’yi anlatan çok kıymetli bir dokümandır.
Sabiha Gökçen hava limanı civarında değerli üniversitelerimizin, Sanayi Bakanlığı’nın vs katılacağı “SAHA projesi” jet sanayinin ince noktalarını çözmek üzere kurulacağı haberlerini alıyoruz. Seviniyoruz. Uçak kanatlarındaki yorgunluk ve aşınma sadece ve sadece nötron difraktometrisi ile ölçülebildiğine göre (malzeme içinde H ve F merkezlerinin oluşumu, fonon eksitasyonları vs) bu kuruluş, bu ölçüleri Çekmece’deki reaktörden elde edebilir. Bunun için iki şart vardır: 1) Nötronların reaktörde üretilmesi, 2) Çekmece’deki M.A.N. difraktometrisinin çalışır hale getirilmesi. Ölçüler Çekmece’de alınır, sonuçlar “SAHA” kuruluşunda irdelenir.
Türkiye’de elektrikle çalışan yerli otomobilleri A’dan Z’ye gerçekleştiren Y.Müh. Önder Yolaç bizi Piri Reis Üniversitesi takriben 1 yıl önceki İleri Teknolojiler Çalıştayı’nda bu konuda çok başarılı olarak aydınlatmıştı. Akülerdeki 1-2 ay sonra çıkan problemleri de anlatmıştı. Arabada akü bitince “iki ayağımızla tepinmek” arabayı harekete geçirmez! İnce bir boru ile arabada ürettiğiniz hidrojeni (protonu) Bor-11 atomu ile akü içinde buluşturursanız aküdeki doping tesiri ile ömür uzatılabilir.
                        P + β   ----à  3 alfa parçacığı (Toplam çıkan enerji 18 MeV)
Bu olmuyorsa başka buna benzer bir nükleer tepkiden (reaksiyondan) faydalanabilirsiniz. Nükleer bilgi birikimimiz yoksa bunu hiçbir zaman başaramazsınız. Üniversitelerimizdeki değerli gençlerimizin nükleer fizik bilgileri maalesef çok zayıftır. Çünkü bu konular müfredatta yoktur, laboratuvarlarda hiç yoktur. Bu konuda Prof.Dr. Saleh Sultansoy’un yazdığı değerli makaleler önem verilerek okunmalıdır. Bu konular ile ilgilenmiyorsanız kanatlarınızdan birisi kopuktur.
CKM’deki panelimizde Çekmece’den çok değerli arkadaşımız Dr. Ahmet Yaylı yakıt bölümünde personelde 25 kişiden nasıl 10 kişiye, sonra da nasıl 3 kişiye kaldıklarını anlattı. Önceki planlarda Çekmece’de 2000 yılında 2000 kişinin çalışacağı öngörülmüş, halbuki hakikat önümüzde dedi. Amerika’nın içinde 3000-5000 kişinin çalıştığı onlarca milli laboratuvarlarının bulunduğunu bizlere hatırlattı. “Çekmece’de Uranyum Seryum ve Toryum Seryum ileri yakıt çevrimleri ile çalıştık” dedi. Zirkonyum Tetra Klorür çalışmalarını anlattı. Çinlilerin uçak gemisini Ergimiş Tuz Toryum reaktörü ile yapacaklarını bildirdi. İnert matrix araştırmalarında Çekmece dünyanın en iyilerinden diye ilave etti. Almanya ve Brezilya’nın müşterek Toryum çalışmalarından bahsetti. “Uranyum teknolojilerine girmeden Toryum teknolojisine girmek imkansızdır.” Dedi.
Dr. Reşat Uzmen, bilimin kolay olduğunu, mühendisliğin son derecede zor olduğunu anlatmakla başladı. Son uluslararası toryum konferansına 15 gün önce Brüksel’de katıldığını, karbondioksit sera etkilerini, Suriye’den göçün aslında kuraklıktan ileri geldiğini, Torcone firması ile Endonezya’nın müşterek Toryum projesinin bir adada gerçekleştirileceğini, tuz yakıtı içine alan paslanmaz çeliğin Hastelloy adlı nikeli bol özel çelik olduğunu, krom oranının düşük olduğunu anlattı. Reşat Bey daha birçok yeni Toryum projelerini tanıttı.
Toplantı başarı ile sona erdi.
Doç.Dr.Çetin ERTEK
22.12.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder