..

..
..

13 Aralık 2018 Perşembe

GÜNEY KORE - TÜRKİYE 5 YILLIK KALKINMA PLANLARI


 (I)
Güney Kore, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1962-1966) tarıma ve inşaat sektörüne bağlı alt yapıya ağırlık verdi. Hedef petrole aşırı bağımlı hale gelmeksizin kendine yeterli bir sanayi alt yapısı oluşturmaktı. İkinci beş yıllık kalkınma planı (1967-1971) mevcut sanayi yapısının modernleştirilmesi ve hızla demir çelik, makina kimya sektörlerinin ilerlemesini temin etmek. Güney Kore’de Endüstriel Bilim Kuruluşu yurt dışına göçmüş olan çok sayıda üst düzey Koreli bilim adamını ve ekonomik planlamacılarını geri çekti. Bizde ise Anayasaya göre “ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak, verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak DEVLETİN GÖREVİDİR. Kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri bu plana göre gerçekleştirilir. Görülüyor ki DPT planlarına göre dünya ikincisi olduğumuz Toryum meselesinde 1962’den beri parmağımızı kıpırdatmamışız. (Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinin çabaları hariç) Halbuki bu tarihlerde, Çekmece Merkezi’nde 1 MW gücündeki araştırma reaktörü başarı ile çalışmaktadır. Türkiye’de birinci 5 yıllık kalkınma planında (1963-1967) nükleer enerji konusuna hiç değinilmemiştir. İkinci 5 yıllık planda sadece “nükleer enerji kaynaklarından faydalanma imkanları araştırılacak, nükleer enerji santralleri kurulmasına çalışılacaktır” denilmiştir.
Güney Kore’de üçüncü 5 yıllık plan (1972-1976) ağır sanayi ve kimya sanayisini teşvikle ihracata dönük yapıyı hızla oluşturmak hedeflendi. GSMH beş misline katlandı. Dördüncü 5 yıllık plan (1977-1981) dünya piyasalarında rekabet edecek sanayi ürünlerinin geliştirilmesi gerçekleştirildi.
Türkiye üçüncü 5 yıllık (1973-1977) döneminde özkaynaklardan faydalanılacağı, eğitim amaçlı prototip nükleer santral tesisine başlanacağı, uzun dönemde nükleer teknoloji girişi sağlamak için nükleer enerji santrallerinin planlama, projelendirme ve tesisinde yararlar sağlayacağı ve ayrıca elektrik enerjisi üreteceği dile getirilmektedir. Türkiye’de dördüncü 5 yıllık planda (1979-1983) 21. Yüzyılın enerji kaynağını oluşturacak klasik olmayan teknolojilere öncelikle nükleer teknolojiye geçiş çabalarının yoğunlaştırılacağı ifade edilmektedir. Nükleer enerji girdisi kendi doğal kaynaklarından sağlanmalıdır.
Güney Kore beşinci 5 yıllık planda (1982-86) vurgu ağır sanayi ve kimya sanayilerinden duyarlı makinalar televizyon ve video kaset-çalar gibi elektronik veya yarı iletkenlere dayalı enformasyon teknolojilerine kaydırıldı. Altıncı 5 yıllık plan (1987-1991) bir önceki planın devamı niteliğindeydi ve hükümet araştırma ve geliştirmeye yöneldi. Hükümet yeni malzemeler, sanayi robotları, mekatronik, bio-mühendislik, mikro elektronik, ileri kimya, uzay ve havacılık ürünlerinin üretimine yönelik planlama çalışmaları yürüttü.
Türkiye beşinci 5 yıllık planda (1985-1989) madencilik başlığı altında nükleer enerji konusunu ele almıştır. Ham maddenin yut içi kaynaklardan sağlanması üzerinde durulmuştur. Beşinci plan döneminin enerji sektörü konusundaki iki büyük projesinin Atatürk Barajı ve nükleer santral olduğu dile getirilmektedir. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planının (1990-1994) temel amacı enerji sektöründe, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlıklı bir tarzda desteklenebilmesi için, bütün kullanıcı kesimlere yerinde, zamanında, güvenilir, ucuz ve kaliteli enerjinin sağlanması olarak ifade edilmektedir. Nükleer enerjinin uzun dönemde sektördeki önemi dikkate alınarak nükleer enerji teknolojisine geçiş için bu plan döneminde çalışmaların başlatılacağından söz edilmektedir. Radyasyonla çalışan tesislere yönelik mevzuatın geliştirileceği belirtilmektedir.
Yedinci 5 yıllık planda (1996-2000) nükleer enerji gibi ileri teknoloji alanları ile yüksek bilgi ve beceri kullanan sektörlerde bu tür teknolojilerle ilgili üretim ve yatırım sahalarındaki faaliyetlerinin istenen düzeye ulaşamadığına dikkat çekilmektedir.
 (II)
Güney Kore’de saat gibi çalışan ağır ve nükleer endüstri planları. Hepsi planlanmış ve yapılmış. Ağır sanayi ve kimya sanayisini teşvikle ihracata dönük yapıyı hızla oluşturdu. GSMH beş misline katlandı.
Türkiye’mizin yedinci 5 yıllık planında (1996-2000) nükleer enerji gibi ileri teknoloji alanları ile yüksek bilgi ve beceri kullanan sektörlerde bu tür teknolojilerle ilgili üretim ve yatırım sahalarındaki faaliyetlerinin istenen düzeye ulaşamadığına dikkat çekilmektedir. Planı yapan kuruluş, yapamadığını ve aciziyetini vatandaşına itiraf etmiştir. Güney Kore ise bugün kendisi için birçok atom reaktörleri yaptığı ve yapmakta olduğu gibi %100 Kore yapımı basınçlı su reaktörlerini ihraç etme kapasitesindedir.
Türkiyemiz 17 adet ender toprak elementlerine bir holding kurarak işletmeye başlamamış, atılan küspe olan Toryum’dan elektriğini elde edememiştir. (Toryumda 380.000 ton ile dünya ikincisi olmasına rağmen)
Bu Türkiyemizi ilk ona sokmak, büyük teşebbüs niçin hep ertelenmektedir? Türkiyemiz bilgi toplumu olmaya mecburdur. Bu bir lüks değildir. Yakın tarihimizde Balkan ve Yakındoğu gibi coğrafyaya yakın olmak çok uyanık olmamızı gerektiriyor. Gıda, tarım, hayvancılık, sanayi alanlarına dikkat. Son birkaç yıl içinde cep telefonu için dışarıya ödediğimiz para 100 milyar dolar civarında. ASELSAN bu işi başarabilirdi.
Doç.Dr.Çetin ERTEK
08.12.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder