Sene 1961, yer Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi. Merkez müdürü Prof.Sait Akpınar. Akpınar hocamız Amerika’nın Brookheaven Milli Laboratuarı ile temasa geçiyor, “Çekmece’yi kardeş laboratuar olarak kabul eder misiniz” diyor. Onlar da “memnuniyetle” diyorlar. Amerikalılar Çekmece’ye 71 tane zenginleştirilmiş uranyum çubuğu gönderiyorlar. Çubuklar parmak kalınlığında ve alüminyum ile kaplı. Çubukların boyları 60 cm. civarında. Sistem kritik altı durumunda, yani enerji üretemez, zira uranyum miktarı yeterli değil, küçük reaktör kritik değil. Yapılacak iş, uranyum çubukları arasında bir düzenekle önemli reaktör parametresi cadmium oranı ölçülecek. İki başka parametre daha ölçülürse ne zaman elektrik üretebileceği bulunur. Yakıt elemanları arasında, çubukların çapında çok ince uranyum parçacığı bir de hemen yanında cadmium kaplanmış bir uranyum parçacığı var. Vazifemiz iki uranyum parçacığında üreyen Np239 (Neptinium) oranını bulmak. Bu Np239 lar ikinci 35 gün sonra Pu239 (plutonyum-239)’a dönüşür. Çubukların zenginleştirme oranı %1.143’tür. Sistem olduğu gibi hepsi birarada 1 MW TR-I Çekmece Reaktörü’nde 4 saat ışınlanır. Işınlama bittikten sonra sistemi dışarı çıkarırsınız. Toplam radyasyon 8 röntgen bulundu.
Değerli sağlık fizikçi
arkadaşlar ölçüleri ertesi gün akşamüstü alabileceğimi söylediler. Ben de öyle
yaptım. Üretilen plutonyum miktarı 10-12 gramdır. Yani 1 gr’ın
milyonda birinin, milyonda biridir. Çubukların birbirine olan mesafesi belli
bir geometride değiştirilerek, optimum durum bulunmuş. Ben ölçülere birbirinden
bağımsız 7 metod uyguladım. Bir set ölçüsü için cadmium oranı (1.5’ten
başlayarak 1.81’e kadar yükseldi. Bu arada değerli radyo-kimyacı arkadaşım Ali
Yalçın TBP solvent extraction metodunu çok başarılı olarak sisteme tatbik etti.
Çok kararlı sonuçlar alıyorduk. TBP (tribütilfosfat demektir) Burada Japon
Prof. Ishimori tekniği kullanılmıştır. Kendisine minnettarım.) sonuçları
Nuc.Sci.Engineering, USA ilmi mecmuasında neşrettik. 36, Mayıs, 1969,
p.209. O sırada Çekmece’yi ziyaret eden Amerikan Atom Enerjisi Kurumu Başkanı
Glenn T.Seaborg sonuçları parmağını basarak çok beğendiğini söyledi ve bizi
takdir etti. Çalışma net 7 yıl almıştır. Hergün saat 7’den gece 11’e kadar
devam etmiştir. Ali arkadaşım TBP solvent extraction tatbik ederek bana
verdiğinde saat akşamüstü tam 5’i gösteriyordu. Benim fiziksel ölçmelerim bu
saatte başlıyordu! Bu saat 23.00’e kadar sürüyordu. Ben Halkalı’dan
Küçükyalı’daki evime saat gece yarısı 1.5 veya 2’de varıyordum. Deneyler karda
kışta da devam ediyordu. Halkalı-Küçükyalı-Halkalı güzergahında 7 senede dünya
etrafında 7 kere dönmüşüm. Birgün sabah kalktım 15 dakikada tahta 3.mevki trene
yetiştim. Vapurdan Karaköy’de indim. Servis otobüsüne bindik,
Halkalı'ya’yaklaştık. Hava yağışlıydı. Otobüs reaktöre giden özel yolda
kayıyordu, ilerleyemiyordu. Yandaki askeri birliğe telefon ettik, bize 2 tank
yolladılar. Reaktöre bu tanklarla gittik. İçi müthiş gürültülü idi. İçinizde
işine tren-vapur-otobüs ve tank ile giden var mı diye dalga geçiyorduk. Deney
sırasındaki 3 ayrı kırılma noktasını bir başka zamanda anlatmak isterim. Bu
makalemden sonra Amerika’ya davet edildim. 24 Mart 1975’te gene Çekmece’de
çalışıyordum. Meşhur Stanford Üniversitesi’nden bir mektup aldım. (Mektubun
kopyası kitabımın 160. Sayfasında bulunabilir) 19-21 Mart 1975’te 7 memleketin
benchmark deneylerinde cadmium oranı hesaplanandan %10 daha düşük bulundu. (Burada
deneysel hataların sadece %1-2! olduğu gösterilmiştir! ) Halbuki sizin
çalışmalarınız cadmium oranı ve 233Np ölçmelerinde TBP extraction
kullanılmadan yapılan işlemler çok büyük hatalara sebep olurlar. Deneyle hesap
arasındaki büyük farkın nereden geldiği başarılı bir şekilde bulunmuştur.
Böylece farkın nerden geldiği gösterilerek ispat edilmiştir. Prof. Sidney
Fiarman “benim ÇNAEM 47 no.lu raporumu Stanford’a gönderebilir misiniz” diyor.
Ben de sevinçle bu raporu gönderdim. Böylece deneyle hesap arasındaki farkın
nereden geldiği bulunmuştur. Çubuklar arasındaki mesafe değiştirildikçe optimum
kritikalite şartları doğru sonuçlarda bulunduğundan (biz yolunu gösteriyoruz)
büyük güç reaktörlerine tatbik edildiğinde milyarlarca dolar boşuna sarf
edilmiş olmaz.
7 ileri memleketin
çözemediği problem çözüldü. Muasır medeniyetin üstüne çıkmak işte böyle oluyor.
Bu yazı değerli gençlerimize hediye edilmiştir. Şahidi dahi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Toryum reaktörleri için
%1.143 zenginleştirme yeterli olmaz. %18, 19 olabilir. Göreceğiz.
Prof. Fiarman mektubunda
ilave ediyor: “burada şaşılacak bir durum var. Bu benchmark toplantısındaki
diğer katılımcılardan hiçbiri sizin makalenizle karşılaşmamış görülüyor.
Halbuki Nuc.Sci.Engineering mecmuası 6400 nükleer reaktörcülerin mecmuasıdır.” Peki
benim atıf hakkım nereye gitti?
Doç.Dr.Çetin ERTEK
25.06.2021