Dünya şimdilerde iklimsel ısınmasında
son birkaç on yıldır bir dereceye varan olağan üstü tehlikeli bir artışın yaşandığı
bir dönem içindedir. Ama buna rağmen, dünya
yöneticileri ve onların izleyicisi akıl tutulması içindeki kitleler bu büyük tehlike
karşısında hala kayıtsız ve duyarsız bir tavır sürdürmekte ısrarlı
gözükmekteler.
Oysa iki derecelik bir iklimsel
ısınma durumunda dahi dünyanın iklimi için doğal tahammül sınırının artık geri
dönülmez biçimde aşılmış olacağı bilinmektedir. Buna rağmen, kitlelerde
gözlenen bu aymazlık derecesindeki vurdumduymazlık konuyu insanlık tarihi için
hayati tehlike arz eden bir mecraya sokmuş bulunmaktadır.
Bu nedenle de şimdi her tür fosil
yakıtların üretiminin acilen kısılarak kullanımının en geç iki-üç on yıl içinde
tümüyle son buldurulması durumu insanoğlunun yaşamının yerkürede devamına
yönelik bir sorun haline dönüşmüş bulunmaktadır.
Bu bağlamda, ısınmaya neden olan
sera etkili fosil yakıtlar yerine geçecek enerji kaynakları arayışı uzun yıllardan
beri sürdürülmesine rağmen şimdiye kadar bütünsel çözüm için yeterli olabilecek
bir gelişmenin ortaya konulabildiğini görmek olanaklı olamamıştır.
Öte yandan son birkaç yıl öncesine
kadar insanoğlunun bugünkü tüketim yapısının sürmesi halinde enerji
kaynaklarının durumu için çevresel kirlenme ve iklimsel ısınma da dikkate
alınarak temel yükü karşılamaya yönelik yapılan değerlendirmelerde sadece yenilenebilir
kökenli olanlarla bu acil duruma çare olunacağı sanılıyordu. Ancak şimdi
hızlanan iklimsel ısınma karşısında bunların da yeterli olamayacağı uzmanlarca anlaşılmış
bulunmaktadır.
Ayrıca gene bu kapsamda yapılan
çalışmalar ile iklimsel ısınmaya yönelik sakıncaları gidererek temel yük enerji
ihtiyacını yükselmekte olan talebi tereddütsüz olarak karşılayarak fosil yakıt
tüketimini hızla son bulduracak kaynağın sadece nükleer olabileceği de idrakine
varılmış bulunmaktaydı.
Ancak şimdiye kadar uranyum bazlı
nükleer enerjinin bilinen sakıncaları acil çözüm arayan uzmanları bu alandan
uzak tutmaya yetti. Ama nihayet birkaç yıl önce toryum elementinin nükleer
yakıt olarak bilinen karakterinin söz konusu tüm sakıncaları bertaraf edebilecek
olması gözleri toryum enerjisine çevirdi.
İşte Türkiye’de konuyu bu bağlam ile
ele almak için kurulmuş olan TETP, Toryum Ender Topraklar Platformu,
faaliyetini bu çözümü tanıtma doğrultusunda 2012 yılı sonundan beri sürdürmektedir.
Platform, bu kapsamda, dünyada en önde gelen toryum rezervlerinden birine sahip
olan Türkiye'nin, sera etkisiz, sürdürülebilir, temiz ve barışçıl olduğundan
yeşil çekirdek enerjisi diye anılmayı hak eden toryumlu yakıt çevrimi ile
enerji üretim sistemlerini kazanması yönünde çaba sarf etmektedir.
Toryum Ender Topraklar Platformu’nu,
bu yönüyle, yurtiçinde bilinçlenmeyi ve en geç on yıl içinde üretim düzeninin kurulmasını
sağlamak için gönüllü ve çıkar gütmeden çaba sarf etmekte olan bağımsız bir sivil
girişimdir diye tanımlamak çok yerinde olacaktır.
Platform tarafından bu amaç ve
kapsamla 2013 Mayısı’nda bir ilk olarak “TETP I.Toryum Çalıştayı 2013” etkinliğini
gerçekleştirilmiş bulunmaktadır. Böylece çeşitli kurum, kuruluş ve alanlardan
gelen 60’ın üzerinde temsilci uzmanın katılımının sağlandığı toplantı ile
konunun yurt çapında yeniden sıcak bir gündemle ele alınması sağlanmış
bulunmaktadır.
Öte yandan konuyla ilgili iletişimin
sağlıklı ve hedeflenen bilgilenmenin derinlikli olabilmesi amacı ile
de internette bir site, bir iletişim forumu ve bir blog oluşturulmuştur.
Ayrıca sosyal medya Twitter’da bir de hesap açılarak herkese açık olan ve pek
çok haber, bilgi ve makalenin bulunduğu söz konusu sanal iletişim ortamlara tüm
kesimlerden kolayca gönüllü katılım ve erişim sağlanması amaçlanmıştır(*).
Mustafa Özcan (13 Kasım 2014)
_______________________
Twitter:(@Toryum_ETP)