..

..
..

18 Haziran 2017 Pazar

ÇEKMECE NÜKLEER ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ’NDE DENEYSEL REAKTÖR FİZİĞİ ÇALIŞMALARI VII


Tank’ta, küçük reaktörde yapılan parametrik çalışmalarda Uranyum-su oranı 1, 1.5, 2, 3 olmak üzere 4 kere değiştirilerek, herbiri için bütün bu ölçmeler tekrarlandı. Optimum Uranyum-su oranı ne idi? 1964’te Varşova’daki Reaktör Fiziği Yaz Okuluna, 1966’da da Norveç, Sandefyord’da Reaktör Fiziği Yaz Okulu’na katılmacı olarak gittim. Çok faydalandım. 1967’de İstanbul Çınar Otel’de dünyanın en ileri kuruluşlarının fizik bölümü başkanları ile bir hafta toplantı yaptık. Ben ilmi sekreter idim. Küçük reaktörlerde ölçüleri yaparken, ortadaki deneysel düzeneğin civarındaki yakıt elemanlarına etkileri ayrı ayrı ölçülmüştür. TR-I reaktöründe her yıl U-235’ten belli bir miktar yakıldığından kalp belli hesaplara göre tekrar yüklenir. Dolayısıyla bütün nötron akı ölçmeleri yeni baştan yapılır. İstek üzerine reaktör kalbinin herhangi bir yerinde de nötronların akısını ölçmek bizim ödevimizdi. Bu arada İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki TRİGA MARK-II adlı araştırma reaktörü de 240 kWatt’ta tam kapasite ile çalışmakta. Teknik Üniversitesi’nde bu reaktör 1963-64 yıllarında kuruldu ve çalışmaya başladı. Burada da bazı mutlak nötron akı ölçüleri yaptık. Bu reaktörün damıtık suyundaki istenmeyen malzemelerin tayini NAA metodu ile yapıldı. Sonuçlar Viyana’daki Atom İnstitüt’teki MARK-II Triga reaktör suyu ile karşılaştırıldı. Moderatör suyu, aynı zamanda, reaktör kalbindeki önemli olayları da ortaya çıkarabilir. 1997’de Viyana’dan geri geldiğimde bu reaktörde yapılacak 25 kadar proje ile ilgili geniş bir rapor hazırladım, bu idarece dikkate alınmadı. Ama toprak erozyonu ve sedimantasyonu için projemiz kabul edildi ve TEMA Vakfı ile birlikte önemli çalışmalara imza attık.
TR-I reaktöründe 1 MW gücü, etalon dirençlerle Winston Köprüsü kurarak Prof.Dr. Abdi Dalfes’le birlikte kalibre ettik. Bu arada ben, Boğaziçi Üniversitesi’nde, değerli arkadaşım Prof.Dr. Şarman Gençay’ın uyarısı ile işime ek olarak probabilite (ihtimaliyet hesapları) dersini vererek iki yılda kazandığım kaynakla Murat-124 arabayı elden düşme 43.000 TL.ye satın alabildim. Çekmece’den aldığımız gelir buna yeterli değildi. 1962-64 yıllarında Kuleli Askeri Lisesi’nde haftada 30 saat fizik dersi veriyor, haftada bir gün İstanbul Üniversitesi’nde Teorik Mekanik tatbikatları yaptırıyor, haftada bir gün Amerikalılarla Çekmece projemi yürütüyor, Alman literatüründe, Aristo hesap cetveli ile yaptığım homojen reaktörlerin kritiklik hesaplarını Atomkern Energy’de neşrediyorum ve geceleri Almanca hocası Yılmaz Hoca ile mitoloji çalışıyorduk.
1970’te Amerika’dan sonra gene TR-I’de çalıştım ve 1976’da Viyana’daki Uluslararası Atom Enerji Ajansı’na (UAEA) kabul edildim. Orada 5 yıl Seibersdorf Laboratuarları’nda çalıştım. Son 8 ay, fizik bölüm başkanlığı muavinliği yaptım. Seibersdorf Laboratuarları’ndan Güvenlik Müfettişliği’ne geçtim. 16 yıl da bu branşta çalıştım.
Çeşitli ilmi mecmualarda eserlerim basıldı. Sayısız ilmi toplantılara katıldım. 1997’de emekli oldum ve İstanbul’a yerleştim. Döner dönmez İstanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Enerji Enstitüsü’nde şahsıma eksik olmasınlar bir oda tahsis ettiler. Dr. Sevilay Hacıyakupoğlu ile toprak erozyonu üzerine çalışmalara başladık. Ölçüleri ÇNAEM yapıyordu. Projeye hemen Dr. Ahmet Ertek de katıldı. Proje çok başarılı oldu ve çok genişledi. İstanbul Teknik Üniversitesi eski rektörü Prof.Dr. Gülsün Sağlamer projeyi çok destekledi. UAEA Toprak Bölümü eski başkanı Prof.Dr. Felipe Zapata, İSKİ eski genel müdürü Prof.Dr.Veysel Eroğlu donanım ve teçhizatı ile yardımcı oldu. İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur ve İSKİ Elektro Mekanik Daire Başkanlığı’ndan Selami Taşer, Özlem Arslan, Nazmiye Ermeydan, TEMA Vakfı Başkanı Nihat Gökyiğit, eski başkanı Hayrettin Karaca ve TEMA yönetim kurulu üyeleri.... hepsine sonsuz teşekkürler. Uluslararası Atom Enerji Ajansı arafından 21 ülkede koordineli olarak yürütülen, TUR-12330 kontrol numaralı proje ilerlemektedir. Kullandığımız metod, sedimantasyon poblemlerinin çözümü için de çok etkilidir. Sedimantasyon, Türkiye’de dünya ortalamasının üç mislinden fazladır. (Dünya ortalaması 1.82 ton/hektar yıl) Türkiye erozyon haritasında, topraklarımızın %86.0’ı çeşitli oranlarda erozyona uğramaktadır. TEMA Vakfı’nın onursal başkanı Hayrettin Karaca’nın bana bizzat söylediği iki şeyi hiç unutmam:
1.     Toprak 1000 senede oluşur.
2.     Türkiye’nin erozyondan kaybettiği toprak miktarı her yıl Kıbrıs adasının bütününü (5 cm kalınlıkta) kaplayacak büyüklüktüktedir.

Sevilay Hacıyakupoğlu ile Viyana’da tanışmıştık. Doktorasına yardım etmek kısmet olmuştu. Emekli olup Viyana dönüşü birden hatırıma geldi; “biz niçin en önemli problemlerimizden olan erozyonla uğraşmıyoruz”? dedim. Topraktan alınan örnekleri Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi ölçebilirdi. Topraktan alınan karot örneklerini nasıl alacaktık? Ben telefonla İstanbul Üniversitesi Coğrafya Fakültesi’ni aradım. Şanslı bir günümüzdü. Telefonun öbür ucunda Ahmet Ertek vardı. Önce soyadı benzerliğini konuştuk, bir akrabalık bağı yoktu. Çok yapıcı bir genç, Sevilay gibi “ben de size yardım ederim” dedi ve böylece üç kişi olduk. İşler iyi gidince ölçmeler başladı, genişledikçe genişledi.
10.06.2017
Doç.Dr.Çetin ERTEK


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder