..

..
..

28 Temmuz 2019 Pazar

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE ULUSLARARASI ENERJİ AJANSININ İZLEME FAALİYETLERİ


Sera etkisinin iklim değişikliğine sebep olması ve bu etkinin olası sonuçlarının yarattığı endişeler ve korkular detaylı araştırmaların önünü açmıştır. Özellikle enerji üretiminin yarattığı bu etki gezegenimiz üzerinde yaşamı çok olumsuz etkileyebilecek ciddi bir oluşum olarak görülmüştür.  Çeşitli konferans ve toplantıların sonucu bu sorun siyasetin ötesinde toplum tarafından da anlaşılmıştır.  Gereken önlemler saptanmaya çalışılmış ancak sonuçların izlenmesi ile durumun iyiye gitmediği dile getirilmeye başlanmıştır.  Bu durum protestolara ve üzücü çatışmalara neden olmakta, toplumda gerginlik yaratmakta ve rahatsız etmektedir.  Örnek olarak verilebilecek pek çok olay vardır.  Son olarak Mayıs 2019 Stockholm, İsveç’de okulların protesto yürüyüşü, Nisan 2019 İngiltere’de meydana gelen protesto olayları. Bu olaylarda 1000 kişi tutuklanmış ve pek çok kişi mahkemeye verilmiştir.

İklim değişikliği ile savaşın hedefi, COP21 Paris 2015’de belirlendiği üzere, atmosfer sıcaklığındaki artışın endüstri devrimi öncesi sıcaklığa göre 2 0C’nin altında kalmasıdır.  Sonunda 1.5 – 2 0C aralığı daha uygun görülmüş ve 1.5 0C ‘nin üzerine çıkılmaması önemsenmiştir.  Asrın sonu için istenen bu değer ulaşılması zor bir hedeftir.  Sıcaklık artışı zaten 10C civarına yaklaşmıştır. 

Paris COP21 anlaşmasına yakından bakılırsa:  Anlaşma için her katılımcı ülke “Olası Ulusal Katkı”sını (INDC; İntended Nationally Determined Contribution) belirtmiş, düşük karbon emisyonu hedefini ortaya koymuştur.  Bu hedefler, anlaşmanın taraflarca onaylanmasından sonra “ Ulusal Katkı” (NDC) adını almıştır.  Paris Anlaşması öncesi iklim değişikliliğine karşı koymak için seçilen hedefler genel olarak 2100 yılında 2.7-3.0 0C artış sınırlamasını gerçekleştirmek üzere belirlenmişlerdi.  Anlaşma sonrası, belirlenen hedef emisyon artışının sıcaklığı 2 0C, hatta daha ileri gidilerek 1.5 0C ile sınırlandırması şeklinde yenilenmiştir.  Bu durumda, yeterli olamayacağı anlaşılan NDC’lerin yenilenmesi gerekmektedir.  Durumun ciddiyeti nedeni ile IEA (International Energy Agency) iklim değişikliğini engelleme çalışmalarının sonuçlarını izlemektedir.  IEA sitesinde son yayınlanan 27 Mayıs 2019 tarihli haberde (Progress on energy technologies fails to keep pace with long-term goals for clean energy transitions) enerji teknolojilerinin temiz enerji üretimine geçiş konusunda gereken gelişmeyi gösteremediği belirtilmektedir.

Bu kötü bir haberdir. COP 21 ve onu izleyen “Conference of Parties” toplatılarında alınan kararlar uyarınca CO2 üretimi kısıtlanmalıdır. Detaylar konferans kayıtlarında bulunabilir.  Yukarıda belirtilen 1.5-2 0C aralığında sıcaklık artışı için halen 500 g/kWhe civarında olan CO2 üretimin, 2050 itibarıyla 10-25 g/kWhe ve 2060 itibarıyla 2 g/kWhe değerlerine düşürülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.  Bu sınırlar güç sektörü CO2 üretim yoğunluğu için  IEA tarafından 2017 yılı değerlendirilmeleridir.

Söz konusu haberde IEA’nın son TCEP (Tracking Clean Energy Progress) raporunda izlemeye alınan 45 enerji teknolojisi ve sektöründen sadece 7’sinin SDS’e (Sustainable Development Scenario) uygun gelişme gösterdiğinin anlaşıldığı belirtilmektedir. SDS ise SDGs’in (Sustainable Development Goals) enerji ile ilgili senaryosunu ifade etmektedir.  Diğer bir ifade ile, 1.5-20C aralığında sıcaklık artışı ve hava kirliliği hedefini gerçekleştirmek için yapılması gerekenlerin ifadesidir.  IEA’nın Mart 2019 son bulguları, 2018 yılında enerji kaynaklarından salınan CO2 miktarının %1.7 artış göstererek yıllık miktarın tarihin en yüksek değeri olan 33 milyar tona ulaştığını göstermektedir.  TCEP analizleri, bazı temiz enerji teknolojilerinde (örneğin elektrikli araçlar) ve enerji depolama konusunda  gelişmenin iyi olduğunu göstermektedir.  Solar PV’de artış % 31 ile yeterince tatminkar olmakla birlikte toplam yenilenebilir enerji artışı 2018’de sabit kalmıştır. Petrol ve doğal gaz üretiminde yakılan ve doğaya salınan gazların neden olduğu sera etkisi toplamın % 7’sine ulaşmıştır.

2018 yılında, teknolojik gelişmelerin, enerji politikalarındaki isteklilik ve endüstriyel gayretlerin hedefi gerçekleştirmekte yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır. İnşaat sektöründe meskenler ile ilgili değerlendirmelerde atmosfere salınım 2018 yılında en yüksek değerine ulaşmıştır.  Bunda mesken ısıtılma ve soğutulmasında artışın etkisi  görülmüştür. Ayrıca taşıma sektöründe gereken yakıt ekonomisi sağlanamamıştır.  Büyük otomobiller tercih edilir olmakta devam etmektedir.

İklim değişikliği ile mücadeleyi ciddi bir şekilde gözden geçirmek 2018 verilerine bakılırsa her zamankinden daha acil olmuş ve saptanmış hedeflere ulaşmak olanaksız duruma gelmeden global bir gayretle gidişata elkoymak gerekliliği herzamankinden fazla önem kazanmıştır.  Sözkonusu raporda TCEP’nin enerji konusunda hükümetlere, endüstriye ve diğer global aktörlere gereken bilgiyi vermeye ve yardımda bulunmaya hazır olduğu belirtilmektedir.  Çeşitli sektör ve teknolojilerde yenilenmesi eksik kalmış 100 den fazla
konuda derinliğine inceleme yapılmıştır. TCEP enerji politikası, yatırımı, gelişmelerin izlenmesi konularında 6000 araştırıcı ve 40 civarında ortak çalışma programları ile enerjideki dönüşümü izlemekte ve IEA’nın iklim değişikliği ve sürekli kalkınma hedeflerine hizmet etmeye çalışmaktadır. 

Bu durumda CO2 üretmeden enerji üreten ve özellikle baz yük santrali olarak çalışan Nükleer güç santrallarının önemi artmaktadır.  Bu konuda çalışmalar devam etmekte özellikle küçük modüler reaktörlerin geliştirilmesine çalşılmaktadır.  Toryum kullanan ergimiş tuz reaktörleri de gelecek vaad etmektedir.  Ülkelerin enerji politikalarını biribirlerinden bağımsız olarak saptamaları, iklim değişikliği konusunda gelinen noktada kötü gidişi durdurmakta engel teşkil edebilir.  Enerji politikaları ve planlamaları ülkelerler için değil dünyanın geleceği için yapılmalıdır.  Bu çok zor bir hedef olmakla birlikte, “Son Pişmanlık Fayda Etmez” sözü de çok geçerlidir ve dünyanın bir yedeği yoktur. 

                                                                                                          Şarman Gençay
                                                                                                    Emekli Öğretim Üyesi        
                                                                                                  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder